37,0136
34,2371
3.027,53
Bebeklerde sevgi ve duygusal açlığın oluşmaması için anne ve
babaların sevgilerini, çocuklarına ve bebeklerine olabildiğince vermelerinin
önemli olduğunu söyleyen Aydın, bebeği veya çocuğu yaş grubuna göre sevgi
ortamında büyütmenin, onun özgüvenli olmasını ve daha iyi gelişme
sağlayacağının altını çizdi.
Sözlü ve işitsel temasın, bebeğin başını okşamasının veya
jest ve mimikler kullanarak bağ kurmasının anneden bebeğe geçebildiğini
belirten Aydın; annenin kaygısı, mutsuzluğu, gerginliği, öfkesi ve psikolojik
yapılanması da bebeğe geçebilir dedi.
Uzman Pedagog İnci Aydın; annenin bebeğine sarılması, onu
öpmesi, okşaması, ona masal ve hikayeler anlatmasının önemine ve psikolojiye
etkilerine ilişkin İLKHA'ya değerlendirmede bulundu.
"Bir annenin bebeğine yönelik teması, kucağına alması, sarılması, öpmesi ve her türlü bağın oluşması için anne psikolojisi oldukça önemlidir"
Uzman Pedagog İnci
Aydın
Annenin bebeğe teması, özgüven vermesi ve güvenli bağlanma
oluşturma sürecinin oldukça önemli olduğunu dile getiren Aydın,
"Annelerimizin doğum anından itibaren yaklaşık 15 ve 45'inci dakikalar
arasında sevgi hormonlarında bir artış meydana gelmektedir. Bu artışla birlikte
anneden bebeğe olumlu yönde destekleyen hormonun etkisi ile biraz daha pozitif
psikolojiye yönelik artışları söz konusu oluyor. Ancak hormonal düşüklüklerle
birlikte yani annemizin doğumdan sonra hormonların eskiye dönmesiyle birlikte
annelerimizde yoğun kaygı, stres, mutsuzluk gibi bir süreç başlayabilme
ihtimali olabilmektedir. Tüm bunlarla birlikte bir annenin bebeğine yönelik
dokunsal ve işitsel teması, kucağına alması, sarılması, öpmesi ve her türlü
bağın oluşması için anne psikolojisi oldukça önemlidir. Annenin bebeğe teması
derken illa dokunsal temas değil. Annenin bebeğe yönelik sözlü ve işitsel
temas, başını okşaması veya ona yönelik jest ve mimikler kullanarak bir bağ
kurması, her türlü temas anneden bebeğe geçebileceği gibi annenin kaygısı,
mutsuzluğu, gerginliği, öfkesi ve genel psikolojik yapılanması da bebeğe
geçebilir." ifadelerini kullandı.
"Eş desteği anne
psikolojisini etkilediği için anne mutluysa çocuk da mutlu olur"
Aydın, "Ailelere baktığımızda bazı eşler anneye destek
verebilmektedir. Ama bazen de annelerimiz yeteri kadar destek alamadıklarında
daha çok kaygılı ve stresli olup ne yazık ki bebekleri ile yeteri kadar
kaliteli zaman geçiremeyebiliyorlar. Bir anne evdeki işlere mi yetişecek?
Bebekle ya da çocukla mı ilgilenecek? İşe mi gidecek? Hepsine yetişmesi
mümkün olmayabilir. Eş desteği anne psikolojisini etkilediği için bir anne
mutluysa çocuk da mutlu olur. Dolayısıyla tüm aile mutlu bir şekilde ilerlemiş
olur." şeklinde konuştu.
Annelerin bebeklere yönelik dokunsal yönden güven verici
sözlü iletişim türlerinin hepsine güvenli bağlanma dediklerini belirten Aydın,
"Eğer güvenli bağlanma ne kadar erken dönemde kurulursa bebek büyüdüğü
zaman o kadar çok özgüvenli, kendini daha iyi taşıyabilen, kendi isteklerini
daha iyi bilen bir birey haline gelebilmektedir. Ama güvenli bağlanma özellikle
0-3 ya da 0-6 yaş arası dediğimiz bu dönemde kurulmayıp sonraki dönemlerde
korkulu ve kaygılı bir şekilde çekingen, utangaç, özgüven eksikliği oluşmaması
adına ana karakterinin şekillendirdiği 0-6 yaş döneminde anne-bebek ve
anne-çocuk arasındaki güvenli bağlanma kurulması son derece önemlidir. Ne kadar
erken bebekle güvenli bağlanma kurulursa o kadar sağlıklı olur. 1-2 veya 3
yaşında olsun yine güvenli bağlanma kurulabilir. Geç kaldık deyip korku ve
endişeye kapılmak yerine güvenli bağlanma kurulabileceği içinde ailelere 1-2
veya 3 yaşa göre de bebekle ya da çocukla yapılması gereken etkinlikler ya da
davranışları vermiş oluyoruz." diye belirtti.
"Bebeğin ve
çocuğun özgüvenli olması ve her türlü gelişimi için olumlu olur"
Anne ve babaların sevgilerini çocuklarına ve bebeklerine
göstermesinin önemli olduğunu vurgulayan Aydın, "Korkulu ve kaygılı
bağlanma türü yerine güvenli bağlanmanın oluşması için ne kadar erken dönemde
bebeğe veya çocuğa kazandırılırsa çocuğun özgüvenli olması ve her türlü
gelişimi için olumlu olur. Çocukların özgüven eksikliği oluşması dışında
fiziksel, psikolojik, sosyal, bedensel ve her türlü gelişimi için güvenlik
bağlanma sayesinde bebeklerde ve çocuklarda olumlu yönde ilerlemelerle
karşılaşıyoruz. Annenin, bebeğin temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra
yapması gereken en önemli şey bol bol sevmek, öpmek, sarılmak, dokunmak,
konuşarak, masalları ve hikayeleri anlatarak, ninniler söyleyerek, sohbet
ederek, yüz ifadeleri ile C Oyunundan tutun jest ve mimiklerini kullanarak
bebeği ve çocuğu güldürebiliriz. Bebeklerde sevgi ve duygusal açlığın
oluşmaması adına olabildiğince anne ve babaların sevgilerini çocuklarına ve
bebeklerine vermesi önemlidir." dedi.
"Bebeklerde
sevgi ve duygusal açlığın oluşmaması adına anne ve babanın sevgisi oldukça
önemlidir"
Aydın, "Annelerimizde yoğun bir kaygı yaşama süreci
olabiliyor. Mükemmel anne ve baba durumu olmayabilir. Çünkü herkesin bir
kapasitesi ve herkesin bir yapma gücü var. Elinden gelen ne ise bebeğin ve
çocuğun için onu yaparsın. Çünkü sınırlarını daha fazlasını zorlarsan artık
yoğun derecede kaygı ve stres bebeğe yansır. İkiz annelerimizde mutluluk 2 kat
olabilmekte ya da kaygı 2 kat olabilmektedir. İhtiyaçlar karşılandıktan sonra
bebeklerimizi bol bol sevmek, öpmek, elimizden geldiğince gerçekçi zaman diliminde
kaliteli zaman geçirmek bebeğin veya çocuğun yaş grubuna göre çocuğu sevgi
ortamında büyütmek onun özgüvenli olmasını ve daha iyi gelişmesini
sağlayacaktır. Bir anne mutluysa ve iyi hissediyorsa bebek ve çocuk da mutlu ve
iyi hisseder. Ama bir anne kaygı ve stresi yoğun bir şekilde yaşıyorsa bu
süreçte onlara da geçer." şeklinde konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.