Türkiye'de
neredeyse her değişen Milli Eğitim Bakanıyla beraber eğitim ve sınav
uygulamalarına yönelik yeni bir sistem getiriliyor, mevcutta bazı uygulamalar
rafa kaldırılıyor.
Millî Eğitim
Bakanlığı'na Yusuf Tekin'in getirilmesiyle beraber bazı uygulamalara değişiklik
getirildi. Getirilen değişiklikleri aktaran Eğitimci Yahya Oğraş, uygulanacak
yeni sistemin eğitime kazandıracağı artı ve eksi yönlerini değerlendirdi.
Türkiye'de
eğitim sisteminin sürekli değişime uğramasını ülkedeki öğrenci nüfusuna
bağlayan Oğraş, "2023-2024 eğitim öğretim yılı başladı. Şu anda Türkiye'de
öğrenci sayısı 19 milyon, öğretmen 1 milyon 200 bin, okul ise 70 binden
fazladır. Öğrencilerin yüzde 91'i devlet okullarında yüzde 9'u da özel
okullarda okuyor. Haliyle Türkiye'de eğitim çok zorlu bir süreç şeklinde
işliyor. Millî Eğitim Bakanlığı ve bakanlık düzeyinde çalışanların sürekli değiştiğini
görüyor, her değişimle beraber farklı bir sistemin getirildiğine şahit
oluyoruz." dedi.
"Devamsızlık hakkı
mazeretlerle beraber 30 güne çıkarıldı"
Bu sene ki
eğitim öğretim yılında yeni gelişmeler yaşandığını belirten Oğraş, "Bu
gelişmelere baktığımızda özellikle daha önce okul öğrencilerinin devamsızlıktan
kalma durumu yok iken Milli Eğitim Bakanının değişmesiyle bu sistem
değiştirildi. Bunun artıları da eksileri de var. Artılarını ele aldığımızda
öğrencinin başarılı bir şekilde sınıf geçmesi elbette doğru bir mantıktır.
Başarılı olmayan bir öğrencinin sınıf geçmesi ise ülke açısından düşündüğümüzde
ciddi bir sıkıntıdır." şeklinde konuştu.
Oğraş,
"Daha önce devamsızlık durumu olmadığından genelde öğrenciler öğretmenlere
ve idarecilere karşı duyarsız hatta saygısızlığa kadar gidebilecek bir
durumdaydı. Devam durumunun getirilmesiyle birlikte öğrencide ister istemez bir
ilgi oluştu, okul öğretmenlerine ve idarecilerine karşı sorumluluğunu bildi.
Daha önceki yıllarda 50 gün devamsızlığı olan bir öğrenci sınıfta kalmıyor iken
bu sene 10 günlük özürsüz devamsızlık hakkı mazeretlerle beraber 30 güne
çıkarıldı." ifadelerini kullandı.
"Türkçe ders
ortalaması 70'in altında olan sınıfı geçemeyecek"
Yeni
düzenlemede ders ortalaması 50 olan ve en fazla 3 dersten başarısız olan
öğrencinin sorumlu olarak sınıf geçeceğini, 3 dersten fazla başarısız olan
öğrencinin ise sınıf tekrarı yapmak zorunda kalacağının altını çizen Oğraş,
yeni sınav sistemi hakkında şunları söyledi:
"Bazı
yenilikler 2023-2024 eğitim öğretim yılının başlamasıyla start aldı. Yani bazı
değişimler mevcut öğrencileri etkilemiyor. Örneğin ortak sınav diye tabir
ettiğimiz sistem 6 ve 9'uncu sınıflardan başlamak üzere bir planlamayla devam
edecek; mevcut 7, 8, 10, 11 ve 12'nci sınıf öğrencileri bu yeni sistemden
etkilenemeyecek. Bu hususta özellikle Millî Eğitim Bakanlığının getirmiş olduğu
başka bir zorunlu değişim, Türkçe ders ortalamasının 70 olmasıdır. Yani Türkçe
ders ortalaması 70'in altında olan bir öğrenci sınıfı geçemeyecek."
"Kürtçe'nin de ana
dilde eğitim olarak yerleştirilmesinde fayda görüyorum"
Ana dilde
eğitim hususunda Kürtçe'nin ana dil kapsamına alınmamasının ülke açısından
ciddi bir eksiklik olduğuna vurgu yapan Oğraş, "Burada Bakanlığın yaptığı
açıklama öğrencilerin kendi ana dillerini konuşabilmeleri, geliştirebilmeleri,
hâkim olmaları, kelime dağarcığı alanında zengin bir repertuara sahip
olmalarıdır. Fakat şu an Türkiye'de sadece Türkçe yok, Kürtçe de var. Özellikle
Kürtçe'nin de ana dilde eğitim olarak yerleştirilmesinde fayda görüyorum. Çünkü
nihayetinde ciddi bir nüfustur ve bu dilin de yaşatılması lazım. Bunun zorunlu
hale getirilmemesi, önemi ortaya konulmadığında söz konusu bu ve diğer diller
yok olacaktır. Bu da çok dilliden tek dilli bir ülkeye dönüşmesi itibariyle
ülkenin faydasına değil, zararınadır. Ana dilin sağlıklı konuşulması hususunu
doğru görüyoruz fakat sadece Türkçe değil, diğer dillerin görülmesinde fayda
vardır." diye belirtti.
"Açık liselere
herkes kayıt yapamayacak, sınavlar online yerine yüz yüze yapılacak"
Getirilen
sınav sisteminin ortaokul ve liseler için geçerli olduğuna, İlkokulda bir sınav
uygulanmayacağına dikkat çeken Oğraş, İlkokulu daha çok kendini tanıma ve ifade
etme, becerilerini geliştirme ile ilerletme hususunda bir dönem olarak
nitelendirdi.
Açık liselere
kayıt süreci ile ilgili getirilen yeni düzenlemeyle alakalı bilgi aktaran
Oğraş, "Getirilen yeniliklerden biri de açık liselere geçiş süreci ile
alakalı. Geçen yıl özellikle 12'nci sınıf öğrencileri üniversite sınavlarına
daha iyi hazırlanabilmek amacıyla açık liseye geçiyorlardı, hiçbir engel yoktu
ve çok ciddi bir geçiş sağlandı. Yeni sistemde açık liselere geçiş artık kolay
değil, deyim yerindeyse yasaklandı." ifadelerini kullandı.
Açık liselere
geçişe belli şartlar getirildiğini sözlerine ekleyen Oğraş, yeni sisteme göre
açık liselere geçiş sağlayabilecek öğrencileri sıralarken açık liselerde
uygulanacak sınav sistemine de değindi.
Oğraş,
"Sınıf tekrarına kalanlar, ikamet değişikliği sebebiyle aynı tür okul
bulunmayan yerdeki öğrenciler ve en az 3 yıl boyunca lisanslı yarışmalara katılan
milli sporcular ile deprem bölgesinde geçici barınma merkezlerinde ve taşıma
yoluyla eğitim hizmeti gören öğrenciler açık liseye geçiş yapabilecek. Açık
lisede okuyan öğrenciler sınavlara online olarak giriyordu. Şimdi ise sınavlar
yüz yüze yapılacak. Yani belli dönem ve tarihlerde sınıflarda sınavlar olacak;
öğrenci, kendisine belirtilen derslikte sınav girecek." dedi.
"Yapılan ortak
sınavların soruları bakanlık düzeyinde hazırlanacak"
Yeni sınav
sistemiyle ilgili aktarımında ortak sınav uygulamasına da yer veren Oğraş,
"Ortak sınav uygulaması ilk kez uygulanacak. Geçmiş yıllarda belki benzer
uygulamalar vardı ama aynı değildi. Şu an öğrenciler daha çok sonuç odaklı
çalışıyorken yeni sistemle birlikte süreç odaklı çalışacak. Geçmişte TEOG diye
bir sınav vardı. Öğrenci; 6,7 ve 8'inci sınıf başarısının ortalamasıyla sınava
girerdi fakat LGS'nin getirilmesiyle öğrenciler sadece 8'inci sınıfın
derslerinden sorumlu tutuldu ve öğrencinin hayatı 90+90 dakikalık zaman
dilimine münhasır oldu." şeklinde konuştu.
Ortak sınav
uygulamasını detaylandıran Oğraş, "Şu anki uygulamada 6,7 ve 8'inci
sınıfın ortak sınavların yapılmasıyla elde ettiği puan da etki ediyor. Bu doğru
bir şeydir, süreç odaklıdır. Öğrenci ortaokul okuyorsa sınavına 6,7 ve 8'inci
sınıf; üniversiteye hazırlanan bir öğrencinin de 9, 10, 11 ve 12'nci sınıf ders
başarısı etki etmelidir. Yani 12'nci sınıfta YKS'ye girerekten YKS'de aldığı
puan onun hayatı belirlememelidir." ifadelerine yer verdi.
Oğraş,
"Bu sisteminin geliştirilmesinde özellikle eğitimci arkadaşlarımızın
önerileri söz konusu oldu. Çünkü birçok öğrenci bir şey öğrenmeden sadece
12'nci sınıfa geçip sınava girerdi ve baraj altında kalırdı. 15 soru
yapıldığında baraj aşılıyor ama o 15 soru da yapılamıyordu. Türkçe ve İngilizce
derslerinde hem yazılı hem de uygulamalı sınavlar yapılıyor ve bu ders
öğretmenlerinin daha önce yaptığı yazılı sınavlara benzer şekilde yapılıyordu
ama artık yapılan ortak sınavlar bakanlık düzeyinde sorular hazırlanacak.
Sadece bu yıla has olmak üzere sorular çoktan seçmeli olacak. Bundan sonraki
yıllarda açık uçlu ve yoruma dayalı sorular da gelecek." diye belirtti.
(İLKHA)