37,0136
34,2371
3.027,53
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Sezai Karakoç Kültür ve
Kongre Merkezinde gerçekleşen program Metin Bağcı'nın Kur'an-I Kerim
tilavetiyle başladı.
Programda selamlama konuşması yapan İTTHADUL ULEMA Üyesi
Molla Recai Güler, sahabelerin İslam tarihi açısından önemine vurgu yaptı.
Örnek alınması hususunda sahabelerin Müslümanlar için önemli
bir yere sahip olduğunun altını çizen Güler, "1400 yıl önce Allah'u Teala
bir Peygamber gönderdi. Bir avuç insan, şirkin karanlığından kurtulup İslam'ın
nuruna geldi, Allah'ın ve Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem)
istediği bir hayatı yaşadı. Eğer kıyamet gününde Efendimizin yanında toplanmak
istiyorsak, Peygamberimizin arkadaşlarını kendimize örnek almamız
gerekiyor." dedi.
"Ebu Ubeyde gibileri sahabeleri kendilerine örnek aldılar"
İşgal rejimine karşı bir ayı aşkın süredir cihad saflarında
komutanlık yapan Ebu Ubeyde'ye atıfta bulunan Güler, "Ebu Ubeyde gibileri
sahabeleri kendilerine örnek aldılar ve bugün de Allah, onlara izzeti ve şerefi
verdi. Bizlerde bugün Gazze'de Müslümanların namusunu ve iffetini müdafaa
etmeliyiz. İslam'ın izzeti siyonistlerin ayakları altına girmemesi için
mücadele ve cihad etmeliyiz. Eğer o insanlar gibi olmak istiyorsak dönüp
Peygamber Efendimizin arkadaşlarına bakmalıyız." ifadelerini kullandı.
Çocukların Peygamber Efendimizin sahabeleri ile terbiye
edilmesi gerektiğinin altını çizen Güler, "Sahabelerin hayatları ile
terbiye ettiğimizde yarın öbür gün İslam düşmanları yüzünü topraklarımıza
çevirdiklerinde bu topraklarda; Muhammed Dayf, Ebu Ubeyd'e, Rantisi ve Şeyh
Ahmet Yasin çıkar. Bunun için Peygamber Efendimizin nasihatlerini ve
sahabelerin hayatını okuduğumuzda ilk önce kendi hayatımıza sonra çocuklarımıza
nakşetmeliyiz." şeklinde konuştu.
Özlem Ajans ses sanatçıları ilahi ve marşları seslendirmesiyle
devam eden programda sinevizyon gösteriminin ardından günün anlam ve önemine
ilişkin bir konuşma yapan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik,
Hazreti Zübeyr'in İslam'la tanışmasından sonra ailesi tarafından çektiği
sıkıntılar, Allah Resulü'ne olan bağlılığı ve savaş meydanlarındaki
kahramanlıklarından bahsetti.
"Kur'an'ı ve Peygamberi anlamanın yolu ashab-ı kiramın hayatından
geçmektedir"
Sahabe hayatlarının Müslümanların örnek alması hususundaki
öneme değinen Çelik, "Kur'an-ı Kerim'in 'Onlar kendi kardeşlerini
kendileri ihtiyaç içinde oldukları halde nefislerine tercih ederler' diye
övdüğü insanları, Efendimiz aleyhissalatu vesselam'ın 'ashabım gökteki
yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız kurtuluşa ulaşırsınız' diye övdüğü
insanları anlatıyoruz. Öyle bir nesil belki kıyamet gününe kadar bir daha
gelmeyecek ama tarihe bıraktığı izler kıyamet gününe kadar insanlar üzerinde
büyük bir bırakacaktır. Yüce kitabımız Kur'an'ı anlamanın yolu Allah Resulü
sallallahu aleyhi ve sellemi de fehmetmenin kapıları da ashab-ı kiramın
hayatından geçmektedir. Çünkü onlar 23 yıllık Allah Resulü'nün siretinin
bizatihi canlı tanıklarıdırılar. Kur'an ayetlerini iliklerine kadar onlar
yaşadı. İşte o yiğitlerden biri Zübeyir ibni Avvam radıyallahuanhudur."
dedi.
Hazreti Zübeyr'in künyesi hakkında bilgi aktaran Çelik,
"Zübeyir ibni Avvam isminin anlamı küçük not, değerli yazıdır. Künyesi Ebu
Abdullah lakabı Havari Resul'dür. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve
sellem onun için 'her peygamberin bir havarisi vardır, benim de havarim
Zübeyr'dir' diye taltif etmiştir. Hazreti Zübeyr 16 yaşındayken Allah Resulü'ne
vahiy inmişti." ifadelerini kullandı.
Hazreti Ebubekir'in vasıtasıyla birçok insanı imana
kazandıran Hazreti Zübeyr'in iman edenlerin beşincisi olduğunu belirten Çelik,
Hazreti Zübeyr'in amcasının kendisine yaşattığı zorlu mücadele sürecini
aktararak şu ifadelere yer verdi:
"Allah Resulü'nün
yanına Erkam bin Erkam'ın evine sürekli gidip gelmeye başlar. İman ettiği, kısa
bir zaman içerisinde Mekke'de yayılır. Amcası Nevfel'in bunu duymasıyla
yeğenini çağırır ve ona 'Muhammed'in, Ebubekir'in yanına gitme kesinlikle
onlardan uzaklaş.' demiştir. Küfrün iman edenler üzerinde uygulaya geldikleri
taktikleri Hazreti Adem'den bugüne kadar değişmemiştir. Önce tehdit etmeye, iftira
atmaya başlarlar. 'Onlar iyi insanlar değil, atalarının dinini inkar
edenlerdir' ifadeleriyle bu günkü iman eden dava adamları da çok sık
karşılaşıyorlar. İmanın tadını ve lezzetini alanı Hazreti Zübeyr amcasını
dinlemez, sürekli Erkam bin Erkam'ın evine gider. Çünkü orada ikra vardır, ilim
ve irfan vardır, oku emri gereği öğrendiklerini pratik hayata dökme
vardır."
"Bedir'de 70 müşriğin yarısından fazlasını öldüren iki kılıçtan
birinin sahibi Hazreti Zübeyr'dir"
Çelik, "Amca Nevfel'in bütün çabaları boşa gidince
Zübeyr'de diğer ashab gibi işkencelerden nasibini alır. Onu küçük bir odanın
içinde hasıra sararak dumandan rahatsız olması için ateş yakar ve hasırın
içinde bayılana kadar onu sopalarla döver." şeklinde konuştu.
Habeşistan'a hicret dönemini anlatan Çelik, "Nübüvvetin
5 yılında Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Habeşistan'a hicret için
Hazreti Osman liderliğinde Hazreti Zübeyr'in içinde olduğu bir grup gönderir.
Hazreti Zübeyr vatanını geride bırakarak Allah Resulü'nün emrine uyup habeşistan'a
hicret eder. Nübüvvetin 10 yılında halası Hazreti Hatice annemizin ve
Efendimizin amcası Ebu Talib'in vefat etmesi üzerine dayanamaz Mekke'ye geri
gelir." diye belirtti.
Hazreti Zübeyr'in Medine'ye hicret etmeden önce Hazreti
Ebubekir'in kızı Hazreti Esma ile evlendiği bilgisini paylaşan Çelik,
"Medine'ye hicret ettiği o dönemde Yahudiler Medine'nin havasının
değiştiği, muhacirlere iyi gelmediği, büyük çoğunluğu hastalandığı ve bundan
dolayı Müslümanların öleceği, çocuklarının olmayacağı, çocukları olsa bile
sakat olacağı yönünde yalanlar yayıyorlar. Fakat Allah onların yüzünü kara
çıkararak Hazreti Zübeyr'e Abdullah adında nur topu gibi bir çocuk
veriyor." dedi.
Aktarımında Zübeyr ibni Avvam'ın katıldığı savaşlara da yer
veren Çelik, "Hicretten 2 yıl geçmişken hazreti Bilal'in nidaları duyulur
ve yiğitler ordusu Bedir'e doğru giderler. Bedir; hak ile batılın, iman ile
küfrün savaşıdır. Allah Resulü'nün 'Yarabbi işte Kureyş bütün kibri ile gelmiş.
Eğer bu bir avuç Müslümana yardım etmezsen yeryüzünde sana kulluk edecek kimse
kalmayacak' dediği savaştır. O gün Allah melekleri müminlere yardımcı olarak
gönderir. Allah Resulü'nün halasının oğlu Zübeyr'e baktığında iftihar eder,
sevinir ve ona 'Ey Zübeyr! Melekler size yardıma gelecek. Onların nişaneleri
var, siz de kendinize nişaneler edinin' der. Hazreti Zübeyr güneşin sarısı gibi
sarı bir sarığı başına takar. İşte o gün öldürülen 70 müşriğin yarısından
fazlasını iki kılıç öldürmüştür. Biri Zübeyr'in kılıcı bir de dayısının oğlu
Hazreti Ali'nin kılıcıdır." ifadelerine yer verdi.
"Bir an dahi olsun Allah Resulü'nü terk etmemiş, ondan
ayrılmamıştır"
Çelik, "Akraba bağının para etmediği, gerçek
kardeşliğin ne olduğunu gösteren bu savaşta Zübeyr'i kendi yanından ayırmayan,
16 yaşına kadar şefkat ve merhametle davranan amca Nevfel küfrün, Hazreti
Zübeyr iman safındadır. Hazreti Zübeyr işte o gün akrabalık bağını iman kılıcı
ile kesecek ve amcasını kendisi öldürecekti. Çünkü bu dava Allah'ın ve
peygamberlerin davasıdır; ırkçılık veya akrabalık davası değildir." diye
kaydetti.
Uhud savaşında Zübeyir ibni Avvam'ın Peygamber Efendimize
olan bağlılığına dikkat çeken Çelik, "Hazreti Zübeyr bu kez Uhud
Meydanında görüyoruz. Müşriklerin ani saldırıları karşısında ashap bir ara bir
şok yaşıyor ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem yalnız kalıyor.
Etrafında onu koruyacak sadece 20 kişi kalıyor, bunlardan biri de Hazreti
Zübeyr'dir. Bir an dahi olsun Allah Resulü'nü terk etmemiş, ondan
ayrılmamıştır." şeklinde konuştu.
Hendek savaşında Müslümanların büyük bir imtihanla karşı
karşıya kaldığını kaydeden Çelik, Medine'yi muhasara altına alan, o dönemki
rakamlara göre bayağı sayıları fazla olan 12 bin kişilik bir ordu karşısında
Beni Kureyza yahudilerinin ve münafıkların ihaneti karşısında Müslümanların
dirayetini aktararak Hazreti Zübeyr'in tutumuna değindi.
Çelik, "Öyle bir zor gün ki Müslümanlar Allah'ın Resulünden
izin almadan bir adım öteye gidemiyorlar. Dava adamı ve görev adamı, görev
tevdi edildiğinde sağına ve soluna bakmaz. Kim parmak kaldıracak demez, 'ben'
der. Bu dava böyle yürümüştür, bu dava bu insanların omuzlarında bugüne kadar
gelmiştir. Rabbim Zübeyir Bin Avvam'ın makamını alim ve yüce kılsın."
dedi. (İLKHA)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.