İstanbul'da seçim çalışmaları kapsamında yoğun temaslarını
sürdüren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Siirt Kurtalan Ballıkaya
Köyü seyyidleri ile bir araya geldi.
Fatih Aksaray'da bir lokantada gerçekleşen toplantıda
konuşan Yapıcıoğlu, muhalefetin ortaya ciddi bir vaat ortaya koyamadığına
dikkat çekti.
Muhalefetin, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönme
dışında siyasi veya toplumsal, farklı herhangi bir vaadi ortaya koyamadığını
belirten Yapıcıoğlu, Cumhur İttifakı'nın da başkanlık sistemiyle devam etmeyi
deklare ettiğini ifade etti.
Birinci tur seçimler öncesinde ne Cumhur İttifakı'nın ne de
Millet İttifakı'nın tek başına anayasayı değiştirme gibi bir çoğunluğa
ulaşamayacağının daha önceden belli olduğunu kaydeden Yapıcıoğlu, ortaya çıkan
sonucun kendilerini yanıltmadığına işaret etti.
Ortaya çıkan tabloda öngörülen tahminin gerçekleştiğini ve
hiçbir tarafın anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edemediğini belirten
Yapıcıoğlu, buna rağmen Cumhur İttifakı'nın tek başına kanunları
değiştirebilecek pozisyonda olduğunu, Millet İttifakı'nın ise kanun bile
değiştirecek bir durumunun söz konusu olmadığını belirterek parlamenter
sistemin gündemden düştüğüne vurgu yaptı.
"Türkiye'de
yaşanan büyük sorunların temelinde CHP zihniyeti yatıyor"
Başından beri duruşlarının belli olduğunu ve parlamento
seçimlerinde birlikte hareket etme kararı ile ilgili bir anlaşmaya varmadan
önce de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini ilan ettiklerini hatırlatan
Yapıcıoğlu, "Kendimize göre birkaç sebebimiz vardı. CHP zihniyetinin ne
olduğu konusunda kafamızda bir netlik var. Biliyoruz ki, Türkiye'de yaşanan
büyük sorunların temelinde CHP zihniyeti yatıyor. Cumhuriyet tarihi boyunca
yapılan en büyük yanlışlardan birisi halka savaş açılmasıdır. Alevi'ye sen
Müslüman değilsin deyip kafasına vurdular. Sünni'ye de sen fazla Müslümansın
deyip kafasına vurdular. Kürt'e dediler ki zaten senin nefes alma hakkın yok.
En ciddi yaşanan sorun inancın önündeki engeller ve Kürtlerin yaşadığı inkâr ve
asimilasyon politikalarıdır. Bu sorunların hepsinde CHP zihniyeti var. Şimdi
CHP biz değiştik diyor.
Gerçekten değişti mi? Biz inanmadık ama ısrarla 'değiştik'
diyorlar. 14 Mayıs akşamı ve 15 Mayıs sabahı CHP maskesini kaldırdı. Neydi o
maske? Kalp işareti yapıyorlardı sonra o eller yumruk oldu ve masaya vurmaya
başladılar. Gençlerin demokrat amcasıydı ama 'Biz gelirsek bilmem kimin kökünü
kazıyacağız, filancaları bilmem nereye göndereceğiz' demeye başladılar.
Birilerine 'Şu kadar gününüz kaldı, gidiyorsunuz' dediler. Yargı bağımsızlığı
dediler ama yargıya nasıl yön vereceklerini kendilerisöylemeye başladılar.
Keşke bunları görmeseydik. CHP'nin değişmediğine ilişkin haklılığımızı
ortaya koydu. Özellikle seçimi kaybettiklerini anlamaya
başladıklarında çok agresifleştiler. Agresifleşince bir anda rol yapmayı
bıraktılar. Bir taraftan bir eliyle bozkurt, diğer eliyle zafer işareti yapan
ve ikisini aynı anda yapan bir tablo ile karşılaştık." şeklinde konuştu.
"CHP zihniyeti
değişmez, değişse CHP olmaktan çıkar"
CHP'nin tek başına iktidar olamayacağı için farklı siyasi
partilerin desteğine ihtiyaç duyduğunu, bunun için değiştiğini iddia ederek
Saadet, Deva ve Gelecek Partisi'nden destek aldığını aktaran Yapıcıoğlu, son
olarak şu ifadeleri kullandı:
"Kemal Kılıçdaroğlu'nun niyetini sorgulamıyorum.
Değiştiğini söylüyor. Diyelim ki değişmiş olsun. O değişmiş olabilir ama CHP
değişmedi, değişemez. CHP değişirse CHP olmaktan çıkar. CHP'nin ideolojik
kadrosu kendi duruşunu terk etmez, edemez. Etse artık CHP olmaktan çıkar. O
zihniyetle parlamenter sistemde bile iktidara gelmesi çok zor bir CHP.
Başkanlık Sisteminde iktidar olabilmek için yüzde 50'yi geçmek gerekiyor. Bu
durumda hiç gelemez. Öyle ise destek alması lazım. CHP değiştiğini söylemese
Saadet Partisi'nden destek alamaz. Değiştim demezse belki Deva ve Gelecek
Partisi'nden destek alamaz. Hatta İyi Parti'den bile alacağı meçhul. Bir
taraftan muhafazakâr kesimlere mavi boncuk dağıttı, öte taraftan Kürtlere şirin
gözükmeye çalıştı. Diğer taraftan milliyetçilere şirin görünmeye çalıştı.
Tabiri caizse apartmanın önüne gidip tüm zillere bastı.
Artık hangisi kapıyı açarsa, yeter ki içeri gireyim dedi.
Hatta hepsi birden açsa o daha da iyi. Ancak o zannetti ki, bozkurt işareti
yaparken Kürtler, zafer işareti yaparken milliyetçiler görmeyecek. Herkes her
şeyi görüyor. Bu çağda kapalı bir alanda birilerine bir şey gösterdiğinizde
bile o dışarıya sızıyor. Neticede millete güven vermediler ve yüzde 45'in
altında kaldılar. İkinci turda kazanma şansı yok. Ancak kazanması durumunda
inanıyorum ki bizi sıkıntılı günler bekliyor. Siyasi bir kriz kapıya gelecek.
Parlamento bir şey, Cumhurbaşkanı bir şey söyleyecek. Bütçe Kanunu dâhil istediği
kanunları geçiremeyecek. Kararname ile işleri hallederim dese şu anki mevcut
anayasaya göre kararname ile bir kanun geçse ve aynı konuda Meclis bir kanun
çıkarırsa o kararname hükümsüz hale gelir. Bu saatten sonra birinci turda
Kılıçdaroğlu'na oy verenler de hesaplarını yeniden gözden geçirirlerse iyi bir
şey yapmış olurlar." (İLKHA)