Cinsel sapkınlığa karşı düzenlenen basın açıklamasında
aileye sahip çıkılması çağrısında bulunan STK'lar, gençliğin ifsadına yönelik
yürütülen plan ve projelere dikkat çekerek ilgili makamlara önemli mesajlar
verdi.
Diyarbakır merkez Sur ilçesi Tarihi Ulu Camii'nde bir araya
gelen Diyarbakırlılar, öğle namazı sonrası Şeyh Said Meydanına kadar yürüyüş
gerçekleştirdi.
Ellerindeki dövizlerle tekbir ve sloganlar eşliğinde Şeyh
Said Meydanına yürüyen kitle burada basın açıklaması yaptı.
Şehy Said Meydanında düzenlenen basın açıklaması, Ömer
Akgül'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Türkiye Aile Meclisi Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Yoldaş,
Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanı Adem Çevik ve İTTİHADUL ULEMA Genel
Sekreteri Molla Muhammed Özer'in selamlama konuşmalarından sonra yapılan basın
açıklamasını Medrese Alimleri Vakfı Başkanı Tayyîb Elçi okudu.
"Bizleri cihad
meydanlarında yenemeyen İslam düşmanları, kalemiz olan ailemizi işgal etmeye
çalışıyor"
Yapılan basın açıklamasının amacına değinen Elçi,
"Bugün burada bir araya gelme amacımız; ailemize, gençliğimize,
çocuklarımıza, neslimize ve birçok değerimize yapılan her türlü bozguncu ve
sapkın saldırılara karşı olduğumuzu tek ağızdan haykırmaktır. Bizler bugün
birilerine saldırmak ya da kin, öfke ve nefret kusmak için bir araya gelmedik.
Bizler, gençlerimizin ahlâkını bozmak için, ailemizin dinî ve geleneksel
yapısını tahrip etmek için çalışan bozuk zihniyetli güruha karşı dimdik ayakta
olduğumuzu göstermek için burada toplandık." dedi.
Kapitalist sermaye sahiplerinin toplumun aile yapısını,
ahlakını, değerlerini ve nesli tahrip etmek için bir takım dernek ve
örgütlenmelere milyon dolarla finansman sağladıklarını belirten Elçi,
"Bizleri cihad meydanlarında yenemeyen İslam düşmanı, insanlık düşmanı bu
karanlık güçlerin geleceğimiz olan gençlerimizi, en sağlam kalemiz olan
ailemizi ve bizi biz yapan dinî, ahlakî ve insanî değerlerimiz tahrip ederek
fikirsel ve kültürel olarak işgal etmeye çalıştıklarını da çok iyi biliyoruz.
Üzülerek ifade ediyoruz ki uğruna milyonlarca şehit verdiğimiz; din, iman,
namus, ahlak ve bunun gibi mukaddesatımızı kaybetmekle karşı karşıyayız.
Topla-tüfekle bizi yenemeyenler bugün maalesef; medyayla, sosyal medyayla, internetle,
dizilerle, derneklerle, hatta bir takım sözleşme ve kanunlarla, birtakım
mevzuatlarla mağlup etmeye çalışmaktadır." ifadelerini kullandı.
"İstanbul
Sözleşmesi, CEDAW ve benzeri sözleşmenin asıl amacı nesilleri ifsat
etmektir"
Bugün tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bir hayasızlık
ve ahlaksızlık saldırılarıyla karşı karşıya kalınıldığına dikkat çeken Elçi,
"Bu hayasızlık ne yazık ki uluslararası sözleşmelerle toplumlara
dayatılmak istenmektedir. İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve benzeri pek çok sözleşmenin
asıl amacının cinsi sapkınlığı normalleştirmek ve nesilleri ifsat etmek olduğu
şüphe götürmez bir gerçektir. Bu karanlık odakların piyonları meydanlarda
vücutlarını pervasızca açıp yaptıkları onursuzluğa onur yürüyüşü dediler.
Gösterilerinde ağza alınmayacak seviyesiz sloganlar ve pankartlarla açıkça
dinimize, milli ve manevi değerlerimize saldırarak Müslüman halkın değerlerini
hedef aldılar. Böylece asıl niyetlerini de ifşa ettiler." şeklinde
konuştu.
"Dijital platformları ve sosyal medyayı işgal eden,
ailemizi ve çocuklarımızı zehirlemeyi amaçlayan yoz ve sapkın programlara,
seviyesiz yayınlara müsaade etmeyin. Dijital aile filtresini tüm medya
unsurları için zorunlu hale getirip TV’lerde fesat kaynağı dizilere ve güya
aile temalı programlara müsamaha etmeyin. Küresel güçlerin finanse ettiği
'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği veya Toplumsal cinsiyet adaleti' adı altında
cinsiyetsiz, ahlaksız, ailesiz sapkın zihniyetin üniversitelerimize girmesine
izin vermeyiniz. 'LGBT’li olmak kişisel bir haktır, hürriyettir' diyenlere
karşı 'bunun bir hastalık olduğunu' deklare ediniz ve her geçen gün sayısı
giderek artan cinsiyet değiştirme operasyonlarını devlet bütçesinden
ödemeyiniz."
"Feminist
eşcinsel güruhun örgütlenmelerine ve faaliyet göstermelerine müsamaha
göstermeyin"
Elçi, "Koklamaya doyamadan okula yolladığımız
çocuklarımıza değerlerimizi aşılayacak, ailenin önemini kavratacak ve
yozlaşmaya karşı bilinçlendirecek bir eğitim vererek idealist ve topluma
faydalı bireyler olarak yetiştiriniz. Gittikçe yozlaşan topluma, dejenere
edilmiş gençlerimize ve evlatlarımıza, sarsılan aile yapımıza, artan
boşanmalara ve azalan evliliklere lütfen çare üreterek topluma rahmet elini
uzatınız. Ülkemizdeki feminist eşcinsel güruhun örgütlenmelerine ve faaliyet
göstermelerine müsamaha göstermeyiniz. Toplumu ifsat etmenin özgürlük
olmayacağı hakikatinden hareketle bu meşum faaliyetleri terör kapsamına almak
suretiyle kurumlarını kapatınız." diye belirtti.
İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi önemli bir adım
olmakla beraber sözleşmenin gereği olarak kadına şiddeti önleme bahanesiyle
meşrulaştırılmaya çalışılan 6284 sayılı yasanın halen yürürlükte olduğunu
sözlerine ekleyen Elçi, "Bu kanun ve mevzuatları ahlaki, milli ve dini değerlerimize
uygun şekilde bir an evvel ıslah ediniz. Bundan böyle, anayasa ve yasaların
değiştirilmesinde, keza yönetmelik ve yönergelerin düzenlenmesinde
medeniyetimiz, milli ve manevi değerlerimiz ve ahlakî erdemlerimizin nazar-i
dikkate alınmasını talep ediyoruz. Aksi takdirde vebali ağır olan ve telafisi
mümkün olmayan büyük kayıplar yaşayacağımızı Peygamberler ve sahabeler
şehrinden bir kez daha hatırlatıyor ve bu işin peşini bırakmayacağımızı beyan
ediyoruz." dedi.