Kurban kesmenin fıkhi hükmü, çeşitleri, yükümlülükleri
hakkında bilgi veren Yalçın, özellikle etinin dağıtılması, taksimlendirilmesi
ve dağıtım yolları konularında önemli tavsiyelerde bulundu.
Müslümanların bulunduğu Yemen, Afganistan ve Afrika
ülkelerinden bazılarında açlıktan ölenlerin olduğunu duyduklarını söyleyen
Yalçın, bu ülkelere ulaşabilen sivil toplum kuruluşları varsa onlar
aracılığıyla oralarda dağıtılmasının sevabının belki daha çok olduğunu
belirtti.
Kurbanın kelime anlamını açıklayan Yalçın, "Kurbanın
Arapça sözlük anlamı ‘yaklaşmaktır’. Fıkıh kitaplarında 'udhiyye' diye geçer ve
bunun anlamı da kesilen hayvan demektir. Bu Türkçe ve Kürtçe'ye 'kurban' olarak
geçmiş olup aslı Arapça'dır. Kurbiyet kökeninden gelir ve bu da Allah'a
yaklaşmak anlamını taşımaktadır.”dedi.
"Şafii
mezhebinde sünnet-i müekkededir yani sevabı çok olan bir sünnet, Hanefi
mezhebine göre ise vaciptir"
Yalçın, "Tüm alimlerin ittifakıyla sabit olan şudur ki;
ergenlik çağına ermiş, aklı başında ve imkânı olan, başka şehirde misafir yani
sefer halinde olmayan kimsenin kurban kesmesi gerekir. Zorunluluk durumu ise
Ebu Hanife'ye göre elinde imkânı olan kurban kesmek zorundadır. Fakat Şafii
mezhebi ve diğer mezheplerde müekked sünnettir. Tabi ki müekked sünnet olmakla
beraber Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ciddi bir şekilde
tavsiye etmiştir. Özellikle Hanefi mezhebinin bunun vacip olduğunu
söylemelerinin sebebi 'imkânı yerinde olup da kesmeyen musallamıza yaklaşmasın'
hadisinden çıkardığı hükümdür. Diğer alimler de farklı hadisleri delil
getirerek vacip değil sünnet olduğunu söylüyorlar. Yani imkânı olan kişi vücuba
inanıyorsa ve Hanefi mezhebindeyse kurban kesmek onun için zorunluluktur."
ifadelerini kullandı.
“Kurbana elverişli
hayvanların bazı şartları var”
Kurbana elverişli olan hayvanları sıralayan Yalçın,
"Kurbana elverişli hayvanlar koyun, keçi ile sığır, develer olmak üzere
iki kısımdır. Bu hayvanların dışında hindi ve tavuk gibi hayvanları kesmek
kurbana yeterli değildir. Kurbana elverişli hayvanların da bazı şartları var.
Mesela koyunun bir yaşını doldurmuş olması gerekir. Bir yaşını tamamlamamış 6
ay üzerindeki koyunlarda dolgunluk olarak gelişmişse ve ön dişlerini atmışsa
kurbanlık kabul edilebilir. Keçilerde en az 2 yılını doldurup 3'üncü yaşına
basması gerekir. Sığırlarda inek ve mandaların en az 2 yılını doldurup 3'üncü
yaşına basması gerekir. Memleketimizde olmasa dahi develerde 2 yılını doldurup
3'üncü yaşına basması lazım. Bunlar 'bedene' diye tabir edilir. Kurbanlıklarda
bu şartların yanı sıra kusurlardan da temiz olmaları gerekir. Mesela çok zayıf
veya gebe olan hayvan kurban kesilmez. Şafii mezhebine göre hamile bir hayvan
zayıf olduğundan ve gebelik durumu bilinmesi halinde kurbanlığa tayin
edilmemesi gerekir. Bunun yanında hayvan eğer sakatsa veya körse, sakatlığı ya
da körlüğü belli ediyorsa kurbanlık olarak kesilemez." şeklinde konuştu.
"Kusurlu olan
kurbanlık hayvanlar, kurbanlık olarak kesilemez"
Yalçın, "Özellikle köylerde hayvanların birbirinden
ayırt edilebilmesi için işaretler konur. Bazı besiciler hayvanın kulağının bir
kısmını keser veya yakarak deler. Bu gibi durumlar da konulan işaretler etinden
birazcık dahi eksiltmişse hayvanın kurbanlık olmasına engel olur. Şayet işaret
bırakıldığında makasla kulağı sadece kesilir veya delinirken herhangi bir
eksilme olmamışsa bunda bir sakınca yoktur, kurbanlık olabilir. Aynı şekilde
hayvan boynuzluysa ve boynuzu kırıldığında etinden bir şey eksilmemişse bu da
kurbanlık olarak kesilebilir ama eksilme olmuşsa kurbanlık olmaz. Hayvanın
kuyruğu kesilmişse kurbanlık olmaz ama doğuştan memesi yoksa bir sakıncası
yoktur. Yani sonrada bir kusur olmuşsa veya hasta ise ve bu durumları belli
ediyor ise kurbanlık olarak kesilemez. Bu kusurlar etinden bir eksiltme
yapmamışsa kurbanlık olabilir." diye belirtti.
“Hem Şafii hem de
Hanefi mezhebinde etin bir kısmının fakir ve miskinlere verilmesi vaciptir”
Paylaştırmada sünnet olan kesilen bir koyunun etinden 3'te
birinin ev sahibine ayırılması ve 3'te 2'sinin de dağıtılmasını söyleyen
Yalçın, "Bunun daha iyi paylaştırması ise sadece ciğerinden teberrüken bir
parça alınması, diğer geri kalanının tümünün dağıtılması tavsiye edilir. Şayet
bu adak ise ne hayvan sahibi ne de bakmakla yükümlü olduğu kişiler hiçbir
şekilde o etten yiyemez, tüm etin dağıtılması gerekir. Hem Şafii hem de Hanefi
mezhebinde etin bir kısmının fakir ve miskinlere verilmesi vaciptir. Bunun
yanında zenginlere de hediye edilebilir. Kişi, kestiği kurban etinin 3'te
2'sini kendine alabilir ama bu mekruhtur. İnek veya deve gibi büyük hayvanın
kesiminde 7 kişi beraber ortaklaşa bu ibadeti gerçekleştiriyorsa tecrübeli biri
tarafından eşit şekilde et 7 ayrı paya bölünerek hissedarlara verebilir. Bu tür
bir durumda hisse sahipleri kendi payına düşen etten ihtiyaç sahiplerine
dağıtabilir." dedi.
"Kişi gerçek
ihtiyaç sahiplerine ulaşmada zorluk çekiyorsa güvenilir kuruluşlara vermesi
daha iyi olacaktır"
Kurban kesiminde en hayırlı olan, kişinin bizzat kendisinin
kesmesi olduğunu söyleyen Yalçın, "Bunun yanında vekalet yoluyla güvenilir
kişi veya kurum-kuruluşlara verilebilir. Kişi kurbanlık bedelini vekil tayin
ettiği şahsa, kurum veya kuruluşa vererek 'adıma bu kurbanı kesip ihtiyaç
sahiplerine dağıtabilirsiniz' şeklinde vekalet usulü kurban kesimi yapılabilir.
Bu caizdir. Çünkü bu mali bir ibadettir. Zekâtta da olduğu gibi mali
ibadetlerde vekalet caizdir. Kişinin kendisinin kurbanı kesmesi daha makbuldür.
Fakat gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmada zorluk çekiyorsa güvenilir
kuruluşlara vermesi daha iyi olacaktır." ifadelerini kullandı.
Yalçın, "Yurtiçi ve yurtdışında kurban dağıtımında,
içinde bulunulan şehirde ihtiyaç sahibi fazlaysa orada dağıtımın yapılması
evladır. Fakat yurtdışında ihtiyaç sahibi kimselerin sayısı fazlaysa oraya da
verilebilir. Nitekim ülkemizin durumu iyidir. Müslümanların bulunduğu Yemen,
Afganistan ve Afrika ülkelerinden bazılarında açlıktan ölenlerin olduğunu
duyuyoruz. Bu ülkelere ulaşabilen sivil toplum kuruluşları varsa onlar
aracılığıyla oralarda dağıtılması belki sevaben daha çoktur. Çünkü o sevap
ihtiyaca göredir." şeklinde konuştu.
Son olarak kasaplara da tavsiyesi olan Yalçın,
"Kurbanlık kesenlere özellikle kasaplara tavsiyemiz 'öldürdüğünüz zaman
öldürmeniz güzel, kestiğiniz zaman kesiminiz güzel olsun' hadisince kesiminiz
kaba olmasın, Müslümana yakışır şekilde hayvanı incitmeden İslami usullere
riayet edilsin ve kurban etinde kendisi istifade etmekten ziyade ihtiyaç
sahiplerine ulaştırmasını isteriz." dedi.