Uzman Diyetisyen Uğurcan Başhan, iftar ve sahurda dengeli ve
yeterli beslenmenin önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Başhan, "Oruç döneminde belli bir vakitte insanlar aç
kalıyor, bu vücudun dengesi için çok önemli bir şeydir. Günlük alabileceğimiz
yeterli miktarda karbonhidrat, protein ve mineral dengesi vücutta var.
Özellikle iftarımızı açarken hızlı yeme noktasında çok dikkat etmeliyiz. Bir
bardak suyumuzu içip daha sonra hurma ve ana yemek olarak sıvı tüketiminden
yani çorbadan başlayıp 10-15 dakika vücudu dinlendirmemiz lazım, sonra diğer
ana yemeklere geçilebilir." dedi.
"İftardan sonra
sütlü hafif tatlılar tüketilmeli"
Oruç tutanların tuz ve şeker dengesine dikkat etmesi
gerektiğine dikkat çeken Başhan, "Aç kaldığımız için iftara yakın vücutta
kan şekeri düşer. Göz ve baş ağrılarını hissedebiliriz. İftardan sahura kadar
olan kısımda neler yapmalıyız? İftardan sonra teravih namazları en büyük
sporlardan biridir. Ya da 40-45 dakika yürüyüş yapmak vücudu rahatlatacaktır.
Tatlı tüketiminde şerbetli tatlılar değil de sütlü tatlılar olmalıdır. Kalorisi
daha düşük, besinsel değerleri de daha yüksektir." ifadelerini kullandı.
İftarda doğal içecekleri içme konusunda tavsiye de bulunan
Başhan, şu şekilde konuşmasını sürdürdü:
Asitli içecekler, glikoz şurubu ve şeker içerdiği için
önermiyoruz. Ayran, komposto ve hoşafı tüketirsek daha doğaldır. Çünkü kendi
şekerimizi kendimiz ayarlayabiliriz. İnsanın vücudu uzun süre susuz kaldığı
için iftara yakın ne olsa içerim, yerim düzenine giriliyor. Fakat daha doğal
yolları tercih edersek, ayran en güzel içecektir ve besinsel değeri de
yüksektir.
"Diyabet hastalarına
pirinç yerine bulguru tavsiye ediyoruz"
Oruç tutan diyabet ve tansiyon hastalarına öneride bulunan
Başhan, "Protein açısından sonralarda ne olmalıdır? Gönümüz ekonomik
şartları et, tavuk ve balık türlerine el vermeyebilir. Fakat bu protein
dengesini bakliyat türünden de sağlayabiliriz. Doyurganlık açısından salata
bizim için çok önemlidir. Ana yemeği fazla tüketmektense salatayla biraz
dengeleyebilirsek, doyma hazzını elde edebiliriz. Bulgurun pirince göre şeker
endeksi daha düşüktür. Bulgur tercih edilirse daha yararlı olabilir. Diyabet
hastaları için bulguru öneriyorum. Bu süreçte tansiyon hastaları tuz tüketimi
için dikkat etmesi lazımdır. Çok fazla yüklenilmeden tuz oranını dengeleyerek
yemekte besin tüketimini öneriyorum." dedi.
"Sahur ve
iftarda kızartmaları önermiyorum"
Sahurun mutlaka yapılması gerektiğini söyleyen Başhan, her
sahurda mutlaka bir tane haşlanmış yumurta yenilmesi gerektiğini söyledi.
Başhan "Uzun süre aç kaldığımız için protein,
karbonhidrat ve yağ miktarı vardır. Karbonhidrat dediğimiz zaman aklımıza
zararlı besinler gelmesin. Her besin içerisinde karbonhidrat mevcuttur.
Sahurda; Zeytin, yoğurt, peynir, doğal yollarla yapılan reçeller ve haşlanmış
yumurta tüketebiliriz. Özellikle tok tutma açısından haşlanmış yumurtayı her
sahurda aksatmamamız gerekiyor. Sahur döneminde kızartmaları önermediğim gibi
iftar vakitlerinde de önermiyorum. Onun yerine gün içinde tok tutacak ve besin
dengemizi sağlayacak besinleri dengeleyebiliriz. Salam, sosis ve sucuk tercih
edeceksek bile doğal yollarla kasaplarda satılan paketlenmemiş şekilde sucuk
tüketimini önerebilirim." dedi.
Beyaz ekmek yerine buğday ekmeği tercih ettiğini ifade eden
Başhan, tavsiye olarak "Aile içinde oturulduğu zaman çay, çerez, meyve ve
tatlıyı belli aralıklarla 2 saat arayla sahur vaktine kadar tüketilen bir
süreçtir. Biranda tüketildiği zaman vücuttun belli bir kısmı sindirir ve belli
bir kısmını ise de yağ olarak depolanır. İftar soframızda karbonhidrat, protein
ve yağ dengesini oturtturmalıyız. Bir tabağımızda pilav veya bulgur, yeşil
salata, et veya tavuk olmalıdır. Et veya tavuk temin edilmiyorsa bakliyat ürünü
olmalıdır. Önden de hurmayla iftarı açarsak o dengeyi rahatlıkla sağlamış
olabiliriz. Beyaz ekmeğe göre buğday ekmeği tercihimdir. Çünkü beyaz ekmekte
şeker oranı yüksektir. İftar ve sahur arasına ayrıyeten spor yapılırsa Ramazan
ayının sonunda da kilo kaybımızı dengeli bir şekilde sağlamış olabiliriz.
" söyledi.