Muş'un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde
3 Ekim 1993 tarihinde aynı aileden 7’si çocuk 9 kişinin katledildiği davanın
karar duruşması önceki gün Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti, dönemin İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu
hakkında tutuklama kararı verdi.
28 yıl sonra verilen tarihi karar hakkında İLKHA'ya konuşan
Araştırmacı Yazar Mehmet Baran, karara sevindiklerini söyledi.
Baran, o dönemi araştırma adına "Tanıkların Diliyle
Yakın Tarih Katliamları" adında kitap çıkarttırdıklarını ve kitabın
içerisinde, 4'ü PKK, diğer 4'ü ise devletin içindeki bazı karanlık yapılar
tarafından işlenen 8 katliamı aktardıklarını söyledi.
Bu katliamlardan birinin de Vartinis (Altınova) katliamı
olduğunu belirten Baran, bu katliamda Nasır Öğüt'e ait evde onunla birlikte
hamile olan eşi ve 7 çocuğunun yakılarak katledildiğini hatırlattı.
Baran, "Muş'un Korkut ilçesine bağlı Altınova Kürtçe
adıyla Vartinis beldesinde 3 Ekim 1993'te orada çok vahşice bir katliam
gerçekleşti. O dönemdeki katliamlar bize gösteriyor ki bölgemizin Kürt insanı
iki ateş arasında kalmış durumda. Bir yandan devlet yıkıyordu, yakıyordu ve
öldürüyordu diğer yandan PKK öldürüyordu. Dolaysıyla halk iki ateş arasında
kalıyordu.
"Ben bu gece
köyünüzü yakarım!"
Tanıkların ifadelerine dayanarak Vartinis katliamını anlatan
Baran, "Yıllar önce Altınova beldesi katliamının yapılan yere gittik.
Yıkılan evin fotoğraflarını ve video kaydını aldık. Meseleye ve hadiseye şahit
olmuş, o günü ve geceyi görmüş olan insanlarla görüştük. Aileden kurtulmuş
Nasır Öğüt'ün evli ve büyük kızı olan Aysel Öğüt'ün dilinden meselenin nasıl
geliştiğini öğrenmeye çalıştık. Aysel isminde bu evin kızı o gece kocası
tarafından babasının evine götürülüyor ve o gün hadise gerçekleşiyor. Jandarma
karakolu, köyde saklanmış olan iki PKK'li bulunduğunun ihbarını alıyor. Gafil
avlama adına baskın düzenleniyor. Baskında Mustafa isminde bir astsubay
hayatını kaybediyor. Operasyonda PKK'den biri de öldürülüyor, bir diğeri ise
kaçıyor. Bundan dolayı Hasköy ilçesinin Jandarma Karakol Komutanı olan Bülent
Karaoğlu ismindeki şahıs, 'Ben bu gece köyünüzü yakarım' diyor ve çok sayıda
ev, ahır ve samanlıklar yakılıyor." ifadelerini kullandı.
Baran, katliamdan sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt'ün
dilinden yaşananları şöyle aktardı:
Ben babamın evine gelmiştim. Babamın evi dar ve tek gözlü
olduğu için benim ve birkaç aylık olan çocuğumun yeri olmadığından dolayı yatma
vakti geldiğinde amcamın evine gittim. Eğer gitmemiş olsaydım ben ve bebeğim o
evde yananların içerisinde yanarak can verecektik. Sabaha doğru saat 03.00
civarında yangın ve silah sesleri ile uyandık ve babamın evi yanıyordu. Onları
yangından kurtarmak için can havliyle eve doğru koştuk. Askerler evin
çevresinde nöbet tutuyordu. Askerler ne evin içindekilerinin çıkmalarına ne de
bizim onlara müdahale etmemize izin veriyordu. Bizi silah dipçikleri ile
uzaklaştırmaya çalışıyorlardı ta ki 9 can orada yanıp kül olana kadar.
Katliamdan sonra yaşananları anlatan Baran, "Otopsi
raporunda tespite giden heyet, evin yan tarafına dizilmiş olan cesetlerin
yanmış ve kül olduğundan dolayı azaların ve yüz hatları belli olmadığı için
cesedin kime ait olduğunun tespiti yapılamadığından toplu bir rapor
hazırlanıyor. Yanan insanların 9 cesetten müteşekkil olduğu ve bu evde 9
kişinin yandığının tespiti yapılıyor. Mahkeme açılmış ama mahkemeye giden yok.
Sanıklar, işi yapan ve ismi belli ama kimse onları mahkemeye götüremiyor çünkü
o dönemdeki ortam öyleydi. İfade vermeye çalışanlar, gece evlerinden alıkonulup
Murat Nehrinin kenarında götürülürdü ve 'eğer devam edersen ve ifadeni
değiştirmezsen seni öldürürüz' denilirdi. Çete ve karanlık insanların kol
gezdiği bir dönemdi. Yakılarak katledilenlerin akrabaları dahi mahkemeye gidip
kendi mahkemelerini sahiplenemiyor. 28 yıl dava sürecinde zaman aşımı,
takipsizlik gibi kararları verildi." dedi.
"Diğer
katliamlar da araştırılsın"
Diğer sanıkların daha önce beraat aldığını hatırlatan ancak
21 Eylül'deki karar duruşmasında dönemin İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu
hakkında tutuklama kararı verildiğini hatırlatan Baran, "Davada tutuklama
kararının çıkması bir nebzede olsa sevindirici bir haberdir. Katliamı
araştırıp, tespit edip kitaplaştırdığım için en azından bu davaya ve meseleye
katkıda bulunduğuma ve buna benzer diğer katliamlarının ve katillerinin
cezalarını bulması konusunda bu tespitlerin faydalı olacağına inanıyorum. Bu
kitabımda 8 toplu katliam yer alıyor. Kalan 7 katliamın da araştırılmasını ve
katillerinin cezalandırılmasını istiyorum ve inşallah bunlar da gerçekleşir."
diye konuştu.