Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in yüz yüze eğitime ilişkin
açıklamalarının ardından Coronavirus nedeniyle yaklaşık iki yıldır uzaktan
eğitim alıp okul ortamından uzak kalan öğrencilerin psikolojik durumları
gündeme geldi.
2021-2022 öğretim yılında uzun süredir okul ortamından uzak kalanlar ile beraber eğitim sürecine ilk kez dahil olacak birinci sınıf öğrencilerinin psikolojik durumları hakkında değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Sadık Sun, Covid-19 önlemleri gölgesindeki eğitim sürecinde performans durumları karşısında ailenin rolünün önemli olduğunu söyledi.
Sadık Sun
Okulların uzun bir dönem kapalı kalmasından dolayı
çocukların eylemsiz ve eğitimden uzak kaldığını belirten Sun,
"Öğrencilerin uzaktan eğitimle çokta sağlıklı bir süreç geçirdiklerini
söyleyemeyiz. Çocuklarımızın bu süreç içerisinde yaşadıklarına dönüp
baktığımızda biyolojik, psikolojik ve sosyolojik anlamda yıprandılar. Burada en
zararlı çıkan çocuklarımız oldu. Çocuklar kamera karşısında, tablet ve telefonla
derslere iştirak ediyorlardı. Ama yeni süreçte daha farklı olacak.
Yaşayabilecekleri sıkıntılar arasında belki korku, kaygı, tedirginlik ve
huzursuzluk gerçekleşecek. Çünkü uzun süre okuldan uzak kalmış bir öğrencinin
tekrardan okula başlaması, ortamın içine ve kalabalığa karışması aslında kolay
olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
Öğrenciler sürece
uyum çerçevesinde nasıl davranmalı?
Sun, "Anne ve babası tarafından kollanarak büyütülmüş,
her istediği yapılmış, kurallar ve kaideler konulmamış çocukların bu süreçte
zorlanacaklarını düşünüyorum. Anne ve babalar çocuklarına şimdiden
yaşayabilecekleri, içine girecekleri durumu ve ortamı anlatmaları
gerekiyor." dedi.
Okula başlama sürecinde öğrencileri nasıl bir süreç
bekliyor? Öğrencilerin sürece uyum çerçevesinde nasıl davranmalı ve hijyen
kurallarına ne şekilde ayak uydurmalı? arkadaşlarıyla kucaklaşmadan uzak
kalması nasıl sağlanmalı? Sorularına yanıt veren Sun, şunları söyledi:
Uzak eğitimde çocuklar sıkıldıklarında mutfağa gidip su gibi
ihtiyaçlarını karşılayabilirdi. Okullar başladığında çocukların kurallara
uymaları zorlaşacak. Çocuklarda hareketlilik ve dikkat eksikliği ilk etapta
gözlemleyeceğimiz durumlardan olabilir. O açıdan anne ve babaların bu noktada
sabırlı olmaları, biraz daha tolerans göstermeleri gerekir. Okula adapte
olamayacak, uyum sağlayamayacak çocuklara sabır gösterilmeli. Anne ve babalar;
çocuklarını okula bırakıp hemen ayrılmamaları, bir süre çocuklarının derslerine
katılmaları ve sınıfta beklemeleri gibi aşamalı uzaklaşmalı. Ebeveynlerin,
çocukların kendini güvende hissettiği ve okulu ortam olarak düşündükleri bir
yer haline geldikten sonra artık uzaklaşmaları gerekir.
"Sıkıntılar
karşısında duygusal davranılmamalı"
Çocuklar okuldan geldikten sonra onlarla sohbet edilmesi
gerektiğine vurgu yapan Sun, "Bir sıkıntı var mı yok mu? Eğer çocukların
yaşadığı bir sıkıntı varsa duygular aşılmalı ve onlarla bu konular konuşulmalı.
Bu; çocukların süreci hızlı, sakin ve daha sağlıklı bir şekilde atlatmalarını
sağlayacaktır." şeklinde konuştu.
Uzaktan eğitimden sonra tekrardan yüz yüze eğitime
başlamanın getirdiği bazı sıkıntıları da hatırlatan Sun, "Öğrencilerin bu
süreye yeniden alışmaları konusunda öğrenciler zorluk yaşayacaklardır. Fakat
anne ve babaların okulların başlamasına kısa bir süre kala okula hazırlıklı
olmaları açısından çanta ve kitapları hazırlamaları, çocukların uyku düzenini
ayarlamaları ve sanki çocukları okula gidecekmiş gibi onları okul saatinde
uyandırmaları lazım." diye belirtti.
"Çocuklar bir
süre tablet, televizyon ve telefondan uzak durmalı"
Çocukların evde geçirdikleri süre içerisinde teknolojik
ürünlerle daha az vakit geçirmeleri gerektiğinin altını çizen Sun, "Çünkü
uzaktan eğitim süresinde çok fazla telefon ve tablete maruz kaldılar.
Çocuklarda teknolojiden kaynaklı fiziksel ve psikolojik bazı sıkıntılar kendini
gösterdi. Bunun önüne geçerek çocukların bir süre tablet, televizyon ve
telefondan uzak durmaları gerekir. Çocuğun okullar başlamadan bir hafta
öncesinden teknolojik ürünlerden uzak kalması durumunda eğitim sürecine daha
rahat adapte olacak ve zorluk yaşamayacaktır. Çocuğu sanal dünyadan koparıp
gerçek dünyaya daha hızlı bir şekilde uyum sağlattırdıkların da bir nebze de
olsa teknolojik aletlerden uzak tutmaları mümkün olacaktır." dedi.
Anne ve babaların bu noktada daha az kaygılı olmalarının
faydalı olacağını belirten Sun, "Ebeveynler bu durumdan kaygı duyuyorlarsa
endişelerini çocuklara yansıtmamaları gerekiyor. Çünkü çocuklar tıpkı bir kamera
gibidir. Çocuklar; anne ve babalarının yaşadıkları duyguları alırlar.
Anne-babalar her ne kadar kendi duygularını evlatlarından uzak tutmaya
çalışsalar da çocuklar onların yaşadıklarının farkında olurlar. Bu açıdan anne
ve baba okulda çocuklarının başına kötü şeyler geleceği konusunda kaygı
yaşıyorlarsa bu duygularını çocuklarına yansıtıp süreci daha zor bir şekilde
geçirmelerine yol açabilirler." ifadelerini kullandı.