Milli
Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un yüz yüze eğitim ve sınavlara ilişkin
açıklamalarının ardından yaklaşık bir yıldır okul ortamından uzak, kısıtlamalardan
kaynaklı evlerinden çıkamayan öğrencilerin psikolojik durumları ve bunun ders
içi performans değerlendirmesi gündeme geldi.
Oynadığı
oyunlarla enerjisini boşaltan çocukların salgın ile birlikte bu durumu
yaşayamadıklarını belirten Sun, "Normalde dışarıda akranlarıyla zaman
geçirip oyunlar oynaması gereken çocukları eve hapsetmek durumunda kaldık.
Bunun sonucunda çocuklarda, enerjinin dışarıda aktarılamamasından kaynaklı
hırçınlık, dikkat eksikliği ya da sosyal medya ve teknolojik aletlerle çok
fazla zaman geçirmelerinden kaynaklı fiziksel bazı rahatsızlıkların
meydana geldiği bir süreçteyiz." ifadelerini kullandı.
"Okulların açılacağı ilk
dönemlerde anne ve babaların desteklerini hissettirmeleri gerekir"
Yaşanan
salgın süreciyle birlikte çocuklar için süregelen kural ve kaidelerle birlikte
ebeveynlerin de çocuklar üzerinde pek etkili olamadıklarını söyleyen Sun, ‘‘Sadece
çocukların değil anne ve babaların da kendini koordine edip alıştırması gereken
bir sürecin içerisine girdik. Anne ve babalar, özellikle okulların açılacağı
ilk dönemlerde okul heyecanını taşıyan çocukların yanında olarak gerekirse
işlerini bir tarafa bırakıp onlara eşlik etmesi gerekir. Çünkü bu süreçte
çocuklar ağlama, karın ağrısı çekme veya stres gibi benzer sıkıntıları
yaşayabilecekler. Çocuklar bu süreci yaşarken ebeveynler onların yanında
olmalı, en azından manevi anlamda destek verip yalnız olmadıklarını ya da korku
ve kaygıları geçip alışma sürecini tamamlayana kadar destek olmaları önemlidir.’’
şekelinde konuştu.
"Aileler, çocuklarını
teknolojik aletlerle ödüllendirmemeli"
Ailelerin
çocuklarla maske, mesafe ve hijyen sürecini nasıl geçirecekleri konusunda
okulla koordineli bir şekilde iletişim kurması gerektiğini belirten Sun,
"Eve kapanan çocuklar belki de bu süreçte akranlarıyla nasıl oyun
oynamaları gerektiğine dair bilgileri unutmuş olabilirler. Bu da okulların
açılacağı ilk etapta zorlanmalarına neden olacak ama bu konuda özellikle
öğretmenlerin çocuklarla kuracakları uyum, bu süreçten hızla çıkmalarını
sağlayacaktır." dedi.
Çocukların
yüz yüze eğitime geçiş sürecinde ebeveynlerin izlemeleri gereken yöntemleri de
aktaran Sun, "Aileler çocuklarına ödül olarak teknolojik aletler almamalı
ve onları bu materyallerden uzak tutmalılar. Evde uzaktan eğitim gören
çocukların abur-cubur yiyecekler veya çizgi film gibi görsellerden uzak
tutulması gerekir. Çocuklar yüz yüze eğitime geçtiklerinde kalabalık bir ortama
gireceklerinden dolayı şimdiden bu anlamda önlemler alınmalıdır." ifadelerine
yer verdi
"Salgın sürecinde çocukların
dikkat süreleri kısaldı"
Uzaktan
eğitim sürecinde çocukların hem hareketsiz kalmaları hem de uyku ve beslenme
dağınıklığından kaynaklı dikkat sürelerinin kısaldığını vurgulayan Sun, ‘‘Bu
süreç içerisinde müfredattaki 45 dakikalık bir dersi bölerek araya oyunlar,
bilmeceler veya tekerlemelerin sıkıştırılması, çocukların süreci daha hızlı
atmalarını sağlayacaktır. Onun haricinde öğretmenlerin çocuklara bir şeyler
öğretmekten ziyade onların duygularına hitap edip hislerini daha fazla açığa
çıkarabilmeleri öğretmen ve öğrenci arasındaki uyumun hızlanmasında faydalı
olacaktır. Tabii bu sadece öğretmenin görevi değil. Çocukların yaşadıkları
stresin atlatılması konusunda anne-babanın yardımcı olması gerekir.’’ şeklinde
konuştu.
Salgın
sürecinde aile içi gündemin çocukların psikolojilerinde edindiği yere dikkati
çeken Sun, "Anne-babaların yaşadığı kaygıların, korkuların, kötü
haberlerin, felaket yorumlarının yapılıp ev içerisinde yaygın olarak dile getirildiği
ve bu psikolojinin çocuklara geçtiği bir dönemden geçtik. Ayrıca bu süreç
çocukların beslenme ve uyuma saatlerinin değişip belli olmadığı bir evreydi. Bu
dönemi atlatmak için ebeveynlerin bu durumu yeniden rayına oturtmaları
gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Yaşanacak zorluklara karşı
ebeveynler sabırlı ve dayanıklı olmalılar"
Son
zamanlarda çocuklarda oluşan teknoloji bağımlılığına da vurgu yapan Sun,
"Çocukların teknoloji ile ilgili yaşadıkları aşırı derecede bağımlılığı
biraz daha kural ve kaidelerle netleştirmeliyiz. Anne babalar için belki ilk
başta çok zor olacaktır ama sınırların net bir şekilde çizilip kuralların
arkasında durulması halinde çocuklar da bu sürece sağlıklı bir şekilde uyum
sağlayacaktır. Tabi ki ilk etapta yaşanacak zorluklara karşı ebeveynlerin
sabırlı ve dayanıklı olmaları gerekir." dedi.
Sonuç
olarak çocuklardan ilk etapta çok büyük başarıların beklenilmemesi gerektiğinin
altını çizen Sun, "Çocukların neler kavradığı konusundan ziyade sağlığı ve
ruh hali aileler için daha kıymetli olmalıdır. Çocuklar sağlıklı bir ruhta
olurlarsa daha sonra zaten öğrenmeleri gereken dersleri, bilgi ve becerileri
daha hızlı kavrayacaktır. Ondan dolayı çocukların ne öğrendiklerinden ziyade
yaşadıkları duygu, düşünce ve ruh halini daha çok önemsemek önceliklerimizden
olmalıdır." diye belirtti.