Hamas: İnsan Hakları İzleme Örgütü raporunda yer alan yalanları ve işgal yanlısı açık tarafgirliği reddediyoruz

Hamas bugün (17 Temmuz) yaptığı basın açıklamasında İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporunun tümüyle siyonist söylemi benimsediğini, bilimsel araştırma yönteminden ve tarafsız hukuki konumdan uzaklaşarak bir siyonist propaganda belgesine dönüştüğünü belirtti.

Hamas, raporun 7 Ekim olaylarında yanan bir siyonistten dramatik ve dokunaklı bir şekilde bahsederek başladığını ve olaylardan psikolojik olarak etkilenen bir kadından bahsederek sona erdiğinibelirtti. Raporun Gazze'deki insanların öldürülmesi, yıkımı, açlık ve hayal edilemez acılarına değinmediğini ve insanlar arasında ırk ayrımcılığı fikrini sürdürdüğünü belirtten Hamas,  “Bugüne kadar şehit ve yaralı sayısı yüz yirmi bini aşmış, hastaneler, üniversiteler, okullar ve altyapı tamamen yok edilmiş ve siyonist vahşet makinesi hala tam bir Amerikan ve Batı desteğiyle suçlarına devam etmektedir ve rapor tüm bunları bahsetmeye değer bulmamıştır.” dedi.

Hareket, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü 7 Ekim'i hikayenin başlangıcı olarak görme hatasına düşmekle ve ondan öncesini ve Filistin halkının savaşlardan, ölümlerden, işkenceden ve kuşatmadan çektiği onca acıyı görmezden gelmekle suçladı.

Tüm kötülüklerin kaynağı olan siyonist işgal rejiminden muzdarip olan Filistin halkının her türlü yolla direnme hakkına sahip olduğunu ve işgalci saldırganın meşru müdafaa hakkına sahip olmadığını, bunun ilahi kanunlar ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alındığını vurgulayan Hamas, “Rapor, iddia ettiği gibi Ekim ayının yedisinde Filistinli gruplar tarafından işlenen (suçlar) hakkında konuşuyor, ancak Nazi işgal ordusunun aynı gün Gazze'deki halkımıza ve hatta aynı siyonist raporlara göre Filistinli savaşçılarla birlikte uçak ve tank mermileriyle bombalanan siyonist sivillere karşı işlediği suçları kasıtlı olarak görmezden geliyor, bu aynı zamanda siyonist uçak ve tanklar tarafından bombalanan konserde de oldu ve siyonist ait binlerce araba Filistin direnişinin sahip olmadığı araç ve silahlarla yakıldı.” dedi.

Hamas, raporun Filistin direnişinin elindeki siyonist esirlerden bahsederken insanlık dışı önyargılarını ortaya koyduklarını ve bunu raporun birden fazla yerinde, bu kişilerin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak ve Katar, Türkiye ve İran gibi Filistinli gruplarla ilişkileri olan ülkelere bu kişilerin serbest bırakılması için Filistin direnişine baskı yapmaları çağrısında bulunuulduğu belirtti. Ancak işgal hapishanelerinde işkence gören, öldürülen, aç bırakılan ve aşağılanan erkek, kadın ve çocuklardan oluşan binlerce Filistinli tutuklunun serbest bırakılması çağrısında bulunmadıklarını, ancak raporun onları siyonist işgalinin mahkumları olarak adlandırarak işgale gerekçe sağladığını kaydeden Hamas, “Rapor, Filistinli savaşçıların rehin alınanlar da dahil olmak üzere yakaladıkları kişilere karşı işkence ve kötü muamele eylemlerinde bulunduklarını söylüyor. Filistin direnişi tarafından serbest bırakılan İsrailli esirleri gören ve onlara nasıl davranıldığını gözlemleyen ya da medyaya konuştuklarını duyan her aklı başında insan, raporda yer alan yalanların büyüklüğünü fark ederken, rapor faşist varlık tarafından tutulan Filistinli esirlerin koşullarından ve esaretten çıktıklarında ne kadar trajik bir durumda olduklarından hiç bahsetmiyor.” dedi.

Hamas, raporda en büyük yalanların tecavüz ve cinsel şiddet olarak adlandırılan konularla ilgili olduğunu, ancak bu yanlış suçlamalar için herhangi bir güvenilir kanıt gösterilmediğini belirtti. Ancak raporun aynı paragrafta "İnsan Hakları İzleme Örgütü], 7 Ekim saldırısı sırasında tecavüz mağdurları veya tanıklarla yapılan görüşmeler yoluyla güvenilir bilgi toplayamadı." ifadelerine yer verirken ayrıca "İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail hükümeti tarafından tutulan cinsel ve cinsiyete dayalı şiddetle ilgili bilgilere erişim talebinde bulundu, ancak bu talep onaylanmadı." itirafında bulundu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün, kendi itirafına göre, direniş güçlerini delil olmaksızın (cinsel saldırı) suçlamasıyla mahkum etme ısrarına şaşırdığını belirten Hamas, "Hareket, İslam dininden kaynaklanan değerler ve ilkeler sistemine olan bağlılığını ve uluslararası insani hukuka olan saygısını teyit etmiştir. Halkımız, işgal hükümeti ve destekçilerinin uluslararası hukuku hiçe sayması ve saygısızlığı nedeniyle ağır bir bedel ödemiştir ve ödemeye devam etmektedir." diye ifade etti.

Hamas, kendisi ya da Filistin halkının tüm grupları için günahsız iddiasında bulunmadığını, varsa yanlış davranışları gözden geçirmeye ve değerlerinden sapmış olanlardan hesap sormaya hazır olduğunu, savaş sona erdiğinde de bunu yapacağını ancak Filistin halkını ve direnişini hedef alan yalanları kabul etmeyeceğini vurguladı

Hareket, Filistin halkının ve direniş gruplarının Filistin topraklarını özgürleştirmek ve Filistin halkının kendi topraklarında özgür ve onurlu bir şekilde yaşaması için direnme hakkını kullanmada ısrarcı olduğunu vurguladı.

Hamas, işgalin suçlarını meşrulaştıran, devamını haklı gösteren, halkımızın ve direniş güçlerimizin itibarına zarar vermeye çalışan bu rapordan tamamen İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü sorumlu tutarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü raporu geri çekmeye ve özür dilemeye çağırdı.