Göz altındaki koyu halkalar, yorgun ve yaşlı bir görünüme yol açmanın yanı sıra kişilerin öz güvenini de olumsuz etkileyebiliyor. Yaş, cinsiyet, genetik faktörler veya cilt tipinden bağımsız olarak bu koyu halkalar, farklı nedenlerle oluşabiliyor.
Prof. Dr. Çalka, "periorbital hiperpigmentasyon" olarak da bilinen göz altındaki koyulukların yaygın bir cilt problemi olduğuna, gözlerin altındaki bölgede renk değişikliği olarak gözlemlendiğine, cilt hiperpigmentasyonu veya cilt yapısı nedeniyle kan damarları ve alttaki dokuların görünmesi gibi birçok nedenden kaynaklanabileceğine değindi.
Göz altı morluklarının, bu alanda oluşan halkaların koyulaşmasıyla kendini gösterdiğini ve kişinin doğal ten rengine bağlı olarak koyu mavi, mor, siyah ya da kahverengi tonlarına sahip olabileceğini kaydeden Çalka, "Hiperpigmentasyon, ciltte aşırı melanin üretimi anlamına gelir ve koyulaşmalara yol açar. Güneşe maruz kalma ve inflamasyon ise hiperpigmentasyonu yoğunlaştırarak daha belirgin hale getirebilir. Yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanmak, gözleri ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü takmak ve güneşin en yoğun olduğu saatlerde gölgede kalmak, cildi korumaya yardımcı olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Gözleri sık sık ovuşturmak koyu halkalara neden olabilir"
Çalka, yetersiz uyku ve düşük uyku kalitesi ile ortaya çıkan yorgunluğun da genellikle göz altı koyuluğunun ortaya çıkmasıyla ilişkili olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Uykusuzluk doğrudan göz altı koyuluklarına neden olmasa da etkenleri yoğunlaştırabilir. Koyu halkaların görünümünü en aza indirmek için düzenli bir uyku rutini oluşturmak ve kaliteli uykuya öncelik vermek oldukça önemli. Mevsimsel alerjiler ve alerjik konjoktivit, göz altında inflamasyona ve sıvı birikimine neden olarak koyu halkalara yol açabilir. Kaşıntı nedeniyle sık sık gözleri ovuşturmak da kan damarlarının çatlamasına ve benzer sonuçla morarmalara neden olabilir. Alerjiyi kontrol altına almak ve gözleri ovuşturmaktan veya kaşımaktan kaçınmak, göz altı koyuluklarının belirginliklerini azaltmada etkilidir."
Çalka, kolajen ile elastinin cilde yapı ve esneklik sağlayan temel proteinler olduğunu, yaşlandıkça ciltte yaşanan bu proteinlerdeki kaybın, cildin incelmesine ve gölgelerin görünürlüğünün artmasına neden olduğunu bildirdi.
"Salatalık dilimleri veya soğuk çay poşetleri halkaları azaltıyor"
Göz altı halkalarının görünürlüğünü azaltmak için kafein, niasinamid, peptitler, hyaluronik asit, retinol gibi içeriklere sahip kremleri cilt bakım rutininin bir parçası olarak her gün göz çevresine uygulamak gerektiğini kaydeden Çalka, göz altı bölgesini yatıştırmak ve nemlendirmek, şişkinliği ve koyu halkaları azaltmak için soğuk kompresler, salatalık dilimleri veya soğuk çay poşetleri kullanmanın birer alternatif olabileceğini belirtti.
Çalka, susuz kalmanın (dehidrasyon) göz altı bölgesi dahil olmak üzere vücut dokularının küçülmesine neden olarak koyu halkaları daha belirgin hale getirebileceğini, bu nedenle vücudu ve cildi nemli tutmak için gün boyu yeterli miktarda su içmenin önemli olduğunu kaydetti.
Yaşam tarzının da koyu halkaların oluşumunda etkili olduğuna değinen Çalka, "Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek koyu halkaları engellemenin yanı sıra cildin genel görünümü üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Cilt hasarına ve dehidrasyona katkıda bulunabileceğinden aşırı alkol tüketiminden ve sigara içmekten kaçının. Meyve, sebze ve cilt sağlığı için gerekli besinler açısından zengin ve dengeli bir diyet uygulamaya özen gösterin. Düzenli egzersiz yapmak da kan dolaşımını iyileştireceğinden cildin daha canlı görünmesine katkıda bulunur." ifadelerini kullandı.