Gazze'de yaşanan soykırıma dikkat çekmek için başlattıkları bir dizi eylem kapsamında Ankara'da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde oturma eylemi yapan 8 aktivist gözaltına alındı.
Gökkuşağı Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği öncülüğünde aktivistler, Aksa Tufanı'nın başladığı günden bu yana Filistinli mücahitlere destek amacıyla çeşitli etkinlikler yapıyor.
"İşgalcinin Petrolünü Kes Vanaları Kapat!" temasıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde oturma eylemi yapan dernek üye ve gönüllülerine müdahale edildi. Müdahalede 8 kişi gözaltına alındı. Gözaltı süreci sonrası yaşananları anlatan aktivistler, Filistin konusunda hiçbir müdahale kendilerini yıldıramayacağını aktardılar.
7 Ekim Aksa Tufanı'ndan beri eylemlerini aralıksız şekilde devam ettiklerini belirten Gökkuşağı Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Fevziye Şenoğlu, "Gazze direnişine Filistin mücadelesine destek vermek için elimizden gelenleri yaptık yapmaya da devam ediyoruz. 31 Haziran'da Ankara'ya geldik. BOTAŞ önünde bir eylem gerçekleştirdik. israil'e giden sevkiyatın durdurulması için akaryakıtın kesilmesi için. Daha sonra Adana'da yaptığımız toplantılar neticesinde aldığımız kararla olayın merkezine işaret etmek için Beştepe Külliye karşısında bir oturma eylemi gerçekleştirmek istedik. Ayın birinde oturma eylemimizi başlattık. 2 saat süren bir eylem sonucunda sessizce barışçıl nitelikte taleplerimizi gayet medeni dile getirerek bir eylem gerçekleştirdiğimiz halde polislerin haddi aşan müdahalesiyle karşılaştık." dedi.
"Gazze'deki soykırım için biz anne ve eğitimcilerin ciğeri yanıyor"
Konuşmasının devamında Şenoğlu, şunları aktardı:
"Polis Gazze gibi bir konuda gerçekten çok ciddi derecede saldırgan tavırlarıyla hem Gazze mücadelesine alay edici sözler ve davranışlarla bizlere müdahale etti. İçimizdeki erkek kardeşlerimize bizlere çeşitli saldırılarda bulundular. Bize yapılan müdahalede özellikle bizi inciten şey, biz Müslümanlar hayatımızı Allah'a adayıp onun kitabına göre yaşamak isteyen insanlar olduğumuz için örtülerimizi bir bilinç üzerine örtmekteyiz. Polislerin emniyet güçleri her zaman bizim karşımıza çıkıyorlar. Bizlerin örtüleri açılacağı şekilde temas edecekleri şekilde bizlere davrandılar. Gerçekten biz onları kınıyoruz, çünkü bu bizim için çok ciddi bir konu. Ertesi gün darp raporları aldıktan sonra salı günü dinlendik. Tekrar çarşamba günü oturma eylemine nöbete devam ettik. Çünkü biz Ankara'ya gelirken de nöbet şeklinde bunu yapmak istiyorduk. Artık Gazze'de bir soykırım gerçekleştiği için bizlerin bir anne olarak eğitimciler olarak ciğerimiz yanıyor. Çarşamba gününden itibaren biz nöbetimizi yine barışçıl şeklinde devam ederken, hatta bizler emniyet güçlerinin bize gösterdiği yerde Külliye Karşısında Çiftlik Kavşağı'nda durmamızı istediler yani ana cadde de değil gösterdikleri yerde durduğumuz halde cumartesi akşamı (6 Temmuz) oturma eylemi esnasındayken yine polisler geldi bize hiçbir uyarı yapmadan bir düşmana hücum eder gibi hücum ederek yine bayan erkek demeden darp ederek bizleri oradan uzaklaştırmak istediler. Hem bayanları hem erkekleri gözaltına aldılar. Gözaltı sürecinde de yine birçok hakaret ve incitmeyle karşı karşıya kaldık. Ertesi gün bizler Gökkuşağı Derneği ve Direniş Çadırı olarak gözaltı süreci bittikten sonra pazar günü ayın 7'si Külliyenin karşısında toplanmak istedik. Yine polisin engeliyle karşılaştık. Müzakereler sonucu çiftlik kavşağı aşağısında parkta basın açıklamamasını gerçekleştirdik. Zaten aldığımız karar 7 günlük bir nöbetti. 7'nci gün basın açıklaması yaparak eylemi bitirmekti. Fakat böyle bir süreç olunca sonuçta bu şekilde oldu. Onlar bizlere bu eziyetleri etse de Gazze için bedel ödemek için Allah katında bizler memnunuz."
"Çifte vatandaşlar vatandaşlıktan çıkarılsın ve israil ile serbest ticaret anlaşmasının son bulsun"
Direniş çadırı olarak külliye karşısında yapılan oturma eylemine destek verdiklerini aktaran aktivistlerden Harun Özkarakaş, "10 Mart itibarıyla Türkiye geneli eylem sürecimiz başlamıştı. Başlangıç sürecimizde daha çok öncelik olarak 'israil'e ticaret Filistin'e ihanet' demiştik. Ticaretin geçici ambargo kararıyla durdurulması akabinde bizler bu sefer stratejik ürün olan ve büyük oranda Türkiye'den giden petrol konusunu işlemeye başladık. 'Vanaları kapat soykırımı besleme' vurgusuyla alanlardayız. Son Beştepe'de yaptığımız eylem sürecinde orada olma amacımız ve nedenimiz BOTAŞ varlık fonuna bağlı, varlık fonu da doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı petrolün gidişinin durdurulması doğrudan Beştepe'nin siyasi iradesine ve tavrına bağlı. Bundan kaynaklı petrol sevkiyatının durdurulması aynı şekilde aynı seviyede önemli gördüğümüz çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması, serbest ticaret anlaşmasının son bulması yerli sermayenin israil ile olan yatırımlarının son bulması gibi başlıklarla alandaydık. Barışçıl bir şekilde eylemimizi yapıyorduk ki hukuksuz bir müdahaleye maruz kaldık." ifadelerine yer verdi.
Son olarak Özkarakaş, "Mevcut görüntülerde zaten emniyetin herhangi bir anonsta ve uyarıda bulunmadan doğrudan müdahale ettiği görülüyor. Aynı zamanda hukuksuz müdahaleye yönelik çekmiş olduğumuz görüntülerde hukuksuz bir şekilde ne yazık ki telefonlarımızdan silindi. Bundan sonraki süreçte de barışçıl bir şekilde Filistin meselesinde duyarlığımızı artırıp somut adım talepleri üzerinden meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Filistin için mücadele eden bütün duyarlı kardeşlerimize buradan selamlarımızı iletiyoruz." diye konuştu.