İnme (felç) dünyada ve ülkemizde kalıcı sakatlık ile hayati
risk nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. İnme geçiren kişilerde aniden
ortaya çıkan bir tarafta güçsüzlük, uyuşma veya konuşma zorluğu en sık görülen
belirtiler arasında bulunuyor. İnme belirtileri bazen geri dönüşlü olabilirken,
bu rahatsızlığa doğru müdahale edilmediğinde sıklıkla kalıcı hasar
oluşabiliyor.
Ancak erken müdahale, felcin kalıcı hale gelmesini
önleyebilir. İnme geçiren bir hastada belirtiler ortaya çıktıktan sonra ilk 6
saatte tedaviye başlanması özellikle damar tıkanıklığına bağlı ortaya
çıkabilecek hasarın düzeltilebilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu yüzden
inme belirtileri görülen kişilerin zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna
götürülmesi ve inme tedavisine hızla başlanması gerekiyor.
Uz. Dr. Elif Sarıönder Gencer, 29 Ekim Dünya İnme Günü
nedeniyle inme (felç) hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
İnme hastalığını tanıyın
Gencer, inmenin (felç) beynin ne kadar süreyle kan
akışından yoksun olduğuna ve hangi kısmın etkilendiğine bağlı olarak, bazı
bölgelerde geçici veya kalıcı sakatlıklar yaşanması durumu olarak ifade
edildiğini belirtti.
İnmenin, vücutta vasküler (damarsal) olaylara bağlı ani
gelişen fokal nörolojik belirtiler için kullanıldığını söyleyen Sarıönder,
"İnme sonrası kişi birçok işi yapmada yakınlarına bağımlı hale
gelebilir. Ayrıca inme en fazla fonksiyon kaybına, diğer bir deyişle
kalıcı engelliliğe yol açan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer almaktadır
ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. İnmenin iki çeşidi
vardır. Bunlar damar tıkanıklığına bağlı iskemik inme veya kan damarı
sızıntısına bağlı hemorajik inmedir. Bazı hastalarda beyine giden kan akışının
geçici olarak kesilmesi ile oluşan kalıcı belirtilere neden olmayan geçici
iskemik atak ortaya çıkar." dedi.
Kadınlarda daha çok görülüyor
55 yaş üzeri kişilerin, gençlere kıyasla inme olasılığının
daha yüksek olduğuna dikkat çeken Gencer, "Erkeklerde inme riski de
kadınlara oranla daha yüksek seyretmesine rağmen kadınlarda inmeden dolayı ölüm
oranları erkeklerden fazladır. Östrojen içeren doğum kontrol haplarının veya
hormon tedavilerinin kullanılması felç riskini artırır. Fazla kilolu ya da
obezite hastası olmak, fiziksel hareketsizlik, sigara veya uyuşturucu kullanımı
inme geçirme riskini artırabilir. Tıbbi olarak inme için yüksek riskli
hastalıklar arasında; hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, kalp yetmezliği,
atrial fibrilasyon gibi kalp ritim bozuklukları, obsrüktif uyku apnesi
sayılabilir." ifadelerini kullandı.
Belirtileri anlamak büyük önem taşıyor
Gencer, "Öncelikle hastanın inme geçirdiğini anlamak
çok önemlidir. Bir kişi veya çevresindeki biri felç geçiriyorsa,
belirtilerin başladığı zamana da dikkat edilmesi gerekir. Çünkü bu
hastalıkta tedaviden en çok fayda gören hasta grubu belirtiler başladıktan
sonra ilk saatlerde tedavi edilenlerdir." diye belirtti.
Gencer, "Bir kişide aniden ortaya şu belirtiler varsa
inmeden şüphelenilmesi gerekir." dedi ve bu belirtileri şöyle sıraladı:
"Yüzde kayma, konuşmada bozulma, aynı taraf kol ya da bacakta güçsüzlük,
çift görme, ani görme kaybı."
Belirtilerden bir veya birkaçının görülmesi durumunda zaman
kaybetmeden acil tıbbi yardım için arama yapmak gerektiğini söyleyen
Gencer, "Semptomların değişip değişmeyeceğini görmek adına zaman
kaybetmemek önemlidir. İnme için her dakika, her saniye büyük önem arz
etmektedir. İnme ne kadar uzun süre tedavi edilmezse, beyin hasarı ve sakatlık
potansiyeli de o ölçüde artar." uyarısında bulundu.
Zaman kaybetmeden tedaviye başlanması gerekiyor
Gencer, inmenin tedavi yöntemine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Akut inmeli hastanın değerlendirilmesi ve tedavi
planlamasında görüntüleme tetkikleri olmazsa olmazdır. Akut inmeli hastanın
beyin görüntülemesi için en sık kullanılan yöntem kontrastsız Beyin
Bilgisayarlı Tomografisi (BBT)dir. Bu işlem kolay ulaşılabilir oluşu, hızlı ve
kısa sürede çekim yapılabilmesi, kanamayı dışlamak için yeterli oluşu ve MRG
çekilmesinin uygun olmadığı vakalarda da uygulanabilmesi nedeniyle
avantajlıdır.
Erken müdahale felcin kalıcı olmasını önleyebilir. Hastaya
ne kadar erken müdahale edilirse, felcin düzelme şansı da o kadar fazla
olacaktır. İdeali, hastanın ilk birkaç saat içinde tedavisinin
yapılabilmesidir. İlk 4-5 saatte ilaçlı pıhtı eritici tedavi, yani tromboliz
tedavisi yıllardır hastalara uygulanabilmekteyken, 2015 yılından beri ilk 6
saat içinde de anjiyografik pıhtı çıkarma (trombektomi) tedavisinin yararı
kanıtlanmıştır. İlk 6 saatte uygulanan anjiyografik pıhtı çıkarma tedavisi çok
önemlidir çünkü tedavi edilen 4 hastanın 1’i tamamen eski sağlığına ve hayatına
dönebilmektedir."