Genel

Emekliler: İnsanca yaşamak istiyoruz

Memur-Sen Konfederasyonu bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Emekli Memur-Sen, TÜİK tarafından açıklanan haziran ayı enflasyon rakamlarıyla memur, işçi ve BAĞ-KUR emeklilerinin alacağı zam oranlarının belli olmasının ardından talep, beklenti ve sorunlarını duyurmak amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.

Emekli Memur-Sen, artan enflasyon ile birlikte oluşan hayat pahalılığı sonucunda her geçen gün eriyen emekli maaşlarını protesto etmek amacıyla Ankara Ulus Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını emekliler adına Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen okudu.

Küçükkösen, "Memur emeklilerine yüzde 19,31, işçi ve BAĞ-KUR emeklilerine ise yüzde 24,73 artış yapılacak. En düşük emekli aylığı olan 10 bin TL’nin artırılmaması halinde ise bu oranlardan daha azı emekli aylıklarına yansıtılacak. En düşük kamu görevlisi emeklisi aylığı 17 bin 585 TL, en düşük memur maaşı ise 36 bin 460 TL olacak. En düşük görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki fark yüzde 50’yi aşmış durumda." dedi.

Emeklilerin, "devlete yük" bakış açısından kaynaklanan adaletsizlik nedeniyle, asgari ücretin altında, görev aylığının yarısı kadar emekli aylığı aldıklarına dikkat çeken Küçükkösen, "2023 Temmuz ayında yapılan seyyanen iyileştirmenin kamu görevlisi emeklilerine yansıtılmaması nedeniyle emeklilerimiz 6 ay gelir kaybı yaşadı. Ocak ayından bugüne kadar da bu yanlıştan dönülmedi, gelir kayıplarımızı telafi edecek bir düzenleme yapılmadı, beklentilerimizi, taleplerimizi ve sesimizi duyan, çözüm için fikir üreten çıkmadı. Fakat gider kalemlerine zam yapılması, gelir kayıplarının artırılması, emekliler ve sabit gelirlilerin geçim derdinin daha da büyümesi için sürekli olarak arayışlar, artışlar ve zamlar yapıldı. 1 Temmuz itibariyle elektriğe yüzde 38, Kurban Bayramı'nda mazot ve benzine 3 defa zam yapıldı. Market ve pazardaki fiyatlar sürekli yükseldi. Bütün bu zamları en iyi hisseden emekliler ve sabit gelirliler oldu. Bu zamlarla emekliler nasıl geçinecek? Bu aylıklarla hayatlarını nasıl devam ettirecek?" diye konuştu.

"Emekliler artık yıldı."

Olumsuz ekonomik verilerin, yüksek enflasyonun, kayıp üreten mali politikaların sorumlusunun emekli ve sabit gelirlilerin olmadığının altını çizen Küçükkösen, “Gelirlerimiz o kadar kısıtlı, giderlerimiz o kadar fazla ki; birçok emekli kardeşim bu sene kurban kesemedi, torunlarına harçlık veremedi, memleketine gidip sıla-i rahim gerçekleştiremedi. Yoldan bir emekliyi çevirin sorun. Hangisi mutlu, hangisi huzurlu, hangisinin aylıkları giderlerine yetişebiliyor, hangisinin gelirleri mutlu yaşamaya yetiyor. Bu yıl emekliler yılı olamaz, bu yıl olsa olsa ‘Emekliler Yıldı’ olur." şeklinde konuştu.

"Emekliler örgütlenme özgürlüğü istiyor"

Küçükkösen, 2024’ün "Emekliler Yılı" olabilmesi için Emekli Memur-Sen’in sesine kulak verilmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:

"2023 Temmuz ayında verilen seyyanen ödemeyi emekli aylıklarına yansıtalım. Ek ödeme başta olmak üzere, bütün gelirleri prime esas kazanca dâhil edelim. Aylık bağlama oranını yükseltelim. Kira yardımı yapalım. Eş ve çocuk yardımını ödemeye devam edelim. 1. Dereceye 3600 ek göstergeyi gecikmeden hayata geçirelim. En önemlisi, emeklilere örgütlenme hakkı verelim. Bu hususları hayata geçirdiğimizde; emeklilerin sesini duymuş, beklentilerini görmüş, sorunlarını çözmüş ve Emekliler Yılı’na yakışır düzenlemeler yapmış olacağız."

Kamu görevlisi emeklileri olarak örgütlenme hakkına sahip olmak istediklerini belirten Küçükkösen, “Emeklilerle ilgili belirlenecek politikalara paydaşlık etmek, tecrübe ve birikimlerimizi sosyal diyalog ortamlarında aktarmak istiyoruz. Sıkılaşma politikalarını, tasarrufları, tedbirleri ve gider artırıcı zamları; ‘Emekliler üzerinde uygulayalım, nasılsa sesi çıkmaz’ anlayışını reddediyoruz.” ifadesini kullandı.