1500 yılında Akkoyunlu Sultanı Kasım Bey tarafından inşa ettirilen bu yapı, Şeyh Mutahhar Camii'nin bir parçası olarak yükselir ve Anadolu'da benzeri olmayan mimarisiyle öne çıkar.
Mimari özellikler
Dört Ayaklı Minare, adını aldığı dört adet yekpare taş sütun üzerine inşa edilmiştir. Kare planlı olan minare, yaklaşık 20 metre yüksekliğindedir ve kesme taştan yapılmıştır. Üzerinde bir balkon (şerefe) ve petek bulunan minare, caminin avlusunda yer alır. Caminin kendisi de kare planlı ve tek kubbelidir; yanlarda üçer, kuzey ve güneyde ikişer penceresi bulunur. Mihrabın iki yanında, üst kattaki küçük mahfillere çıkışı sağlayan geçitler yer alır.
Sembolik anlamı ve halk inançları
Minarenin dört sütunu, İslam dinindeki dört büyük Sünni mezhebi—Hanefi, Şafi, Maliki ve Hanbeli—temsil eder. Bu yönüyle yapı, dini hoşgörünün ve birlikteliğin bir sembolü olarak görülür. Ayrıca halk arasında, minarenin sütunlarının altından yedi kez geçen kişilerin dileklerinin kabul olacağına inanılır.
Tarihî olaylar ve günümüzdeki durumu
Dört Ayaklı Minare, sadece mimari özellikleriyle değil, aynı zamanda tanıklık ettiği olaylarla da önem taşır. 29 Kasım 2015 tarihinde, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bu minarenin önünde yaptığı basın açıklaması sırasında silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. Bu olay, minarenin tarihî ve toplumsal hafızadaki yerini daha da pekiştirmiştir.
Günümüzde Dört Ayaklı Minare, Diyarbakır'ın en önemli turistik ve kültürel simgelerinden biri olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Sur içindeki dar sokaklarda yer alan bu yapı hem tarihî dokusuyla hem de taşıdığı anlamlarla kentin ruhunu yansıtan nadide eserlerden biridir