HÜDAPAR Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç, Şeyh Said
Efendi ve 46 dava arkadaşlarının şehadet yıl dönümü dolayısıyla yaptığı
açıklamada, Şeyh Said’in kıyam etmesinin amacının İslami kıyam olduğunu ifade
etti.
Hayatını İslam'a adayan Şeyh Sait ve dava arkadaşları,
batılılaşmaya karşı çıktıkları, Müslüman bir toplumun zulme uğramasına razı
olmadıkları için 29 Haziran 1925'te istiklal mahkemelerinin aldığı keyfi
kararlarla Diyarbakır’da büyük bir zulme uğrayarak darağaçlarında asılmışlardı.
Bu nedenle Şeyh Sait ve dava arkadaşlarının
şehadetlerinin yıl dönümü münasebeti ile açıklama yapan Dinç, yaklaşık bir asır
önce Müslüman halk üzerinde uygulanmaya başlanan zulümlerin acı ve
mağduriyetlere yol açtığını dile getirdi.
Dinç, şu ifadeleri kullandı:
“Tarih 29 Haziran 1925'i gösterdiğinde Diyarbakır
büyük bir zulme, katliama ve yüreği korlanan Müslüman halkın acısına tanıklık
etti. İstiklal Mahkemelerinin aldığı keyfi ve hukuksuz kararla bir İslam âlimi
ve rehberi ile 46 dava arkadaşı daha idam sehpasına çıkarıldı. Hayatını İslam'a
adayan Şeyh Said ve arkadaşları, batılılaşmaya karşı çıktıkları, Müslüman bir
toplumun zulme uğramasına razı olmadıkları için darağaçlarına götürüldü.”
“İngiliz
şapkasını takmadıkları için insanları darağaçlarında asan ve 18 yıl boyunca
ezanı Türkçe okutanların kim olduğunu tarih bize gösteriyor”
Müslüman toplum rehberlerinin rejim tarafından
bilinçli olarak katledildiklerini vurgulayan Dinç, “Kurtuluş savaşından sonra
bizim sarıklarımız yasaklanmadı mı? Kuranıkerim’in harfi olan Araf alfabesi
yasaklanmadı mı? Hilafet kaldırılmadı mı? İstiklal mahkemeleri ile insanlar
asılmadı mı? Bu topraklarda 18 yıl ezan Türkçe okutulmadı mı? İngiliz’in
şapkasını bize taktıran Şeyh Sait midir? İngiliz şapkasını takmadığı için
insanları, âlimleri şehirlerin girişlerine asan Şeyh Sait midir? Bunları
yapanın kim olduğunu tarih bize gösteriyor. Bu nedenle bizde bu vesileyle Şeyh
Sait’in haklı olduğunu ve kıyamının Allah için olduğunu görüyoruz.” dedi.
“Şeyh
Sait hem âlimdir, hem mücahittir ve hem de İslam’ı temsil eden bir davetçidir”
Şeyh Sait’in bu toplum için bir değer, Şeyh, âlim ve
mücahit olduğunu bu vesile ile Şeyh Sait’in her zaman gündemde tutulması gerektiğini
belirten Dinç, şunları söyledi:
“Şeyh Sait’in bizim nazarımızda temsiliyeti sadece bir
Şeyh, âlim veya mücahit değildir. O hem şeyhtir hem âlimdir hem mücahittir ve hem
de İslam’ı temsil eden davetçidir. Çünkü Cumhuriyet yıllarında özellikle
hilafetin kaldırılması ve İslam’a aykırı hükümlerin getirilmesi İslam’ın
simgelerine ve şeriata savaş açma sebebi idi bu nedenle Şeyh Sait’ te ‘kıyam
etmem vaciptir’ diyerek kıyam etti. Hatta fıkhi açıdan bakıldığı zaman Şeyh
Sait’in kıyam etmesi İslam ümmetinin üzerinde bir vebali de kaldırmış oluyor.”
“Şeyh
Sait ben ve ailem Hz. Hüseyin ve ailesinden daha değerli ve daha kıymetli
değilim”
Şeyh Sait’in bir mücahit olduğu için bu kıyamı
gerçekleştirdiğini belirten Dinç, “Şeyh kıyamıyla ilgili eşiyle konuştuğu
esnada şu sözleri kullanıyor: (Benim ailem Hz. Hüseyin’in ailesinden daha
değerli değildir. Bende Hz. Hüseyin’den daha değerli ve daha kıymetli değilim.
Ben ve bu bastonum tekte kalsak din düşmanlarına karşı mücadele vereceğim. Ben
cihat etmeye kalkmışım, cihat edemeyen ve hasta olanlarda gelmesinler. Çünkü bu
yol korkakların yolu değildir.) Bunların hepsi Şeyh Said’in kendi ifadeleridir.
Şeyh Said’in buradaki temel felsefesi, İslam’ın muhafazasıdır. Şeyh Sait mücahit
olduğu için bu kıyamı gerçekleştirdi. Kendisi dahi diyor ‘ben Emirül
Mücahidini’im.’ Ona soruyorlar bu söylemin büyüklenme değil mi? ‘O da diyor ki ben
Haddim-ül Emirül Mücahidin’im.’ Çünkü Şeyh Sait gerçekten de bir mücahitti.” ifadelerini
kullandı.
“Şeyh
Sait’in kıyamı Kürtçülüğe hitap eden bir kıyam değildir”
Şeyh Sait’tin kıyamının sebebinin Kürtçülük davası
olmadığına değinen Dinç, şu ifadelere yer verdi:
“Günümüzde
halen Şeyh Sait’in Kürtçülükle konuşulması batılıların uyguladıkları projelerinin
devamıdır. Şeyh Sait’tin kıyamının sebebi Kürtçülük davası değildir. Eğer biz
Şeyhin kıyamının sebebini Kürtçülükle izah edersek Şeyh Sait’in kıyamının
meramını anlayamayız. Şeyh Sait’in kıyamı sadece Kürtlere hitap eden bir kıyam
değildir. Hatta mahkemede Şeyh’e diyorlar sen Kürtçülük için mi bu kıyamı
başlattın o da hayır diyor. Çünkü bizim kıyamımızda Türklerde var bu nedenle
bizim kıyamımız Kürtçülük için değil. Şeyhin idam sehpasındaki ‘Benim değersiz
dallarda asılmama pervam yoktur, muhakkak benim kıyamım Allah ve din içindir.’ sözünden
de anlaşılıyor ki onun kıyamı tüm İslam topraklarına hitap eden İslami bir
mücadelenin kıyamıdır.”
“Şeyh Sait’in
kabrinin yeri bir an evvel ortaya çıkarılmalıdır”
Dinç son olarak, “Bu münasebetle her zaman yaptığımız
çağrıyı tekrarlayarak diyoruz ki, Şeyh Sait’in kabrinin yeri bir an evvel
ortaya çıkarılmalıdır. Şeyh Sait’e yapılan haksızlıklar için devlet; hataları,
yanlışları ve cürümleri ile yüzleşmelidir. Şehadetlerinin 96’ncı yılında Şeyh
Said ve 46 dava arkadaşını tekrar yâd eder, onları unutmadığımızı ve
unutturmayacağımızı temin eder ve Rabbimizden hak ve adalet mübelliğlerini
muvaffak kılmasını ümit ederiz.” dedi. (AMED HABER)