Diyarbakır'da 15 Temmuz günü sabah namazına giderken Cami İmamı Ramazan Demir'in kimliği belirsiz kişilerce bıçaklı saldırıya uğraması olayına ilişkin basın açıklaması yapan Diyanet-Sen, faillerin bir an önce bulunup gerekli cezayı almaları gerektiğini söyledi.
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Çift Kastal Camii imamı Ramazan Demir, 15 Temmuz Pazartesi günü sabah namazına giderken kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından bıçaklı saldırıya uğrayarak yaralandı.
Yapılan menfur saldırıya ilişkin Diyarbakır İl Müftülüğü önünde basın açıklaması yapan Diyanet-Sen, olayın takipçisi olacaklarını belirterek saldırıya uğrayan İmam Ramazan Demir'in yalnız olmadığının mesajını verdi.
"Din görevlisi üvey evlat muamelesi görmektedir"
Açıklamayı Diyanet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ömer Evsen okudu.
Din görevlileri toplumun önderi, yol göstereni, peygamber mesleğinin varisleri olduğunu belirten Evsen, toplumda kardeşlik bilincinin oluşması, beraberliğin tesisi için gece gündüz demeden çalışan din görevlilerinin mesai mefhumu gözetmeden günün 24 saati görev yaptığını ifade ederek son yıllarda kamu görevlilerine yönelik şiddetle sürekli karşılaşıldığını ve doktor, hemşire, öğretmen, din görevlisi fark etmeden her yıl yüzlerce şiddet vakası ile karşı karşıya kalındığını söyledi.
Bu yıl içinde şiddete maruz kalan Din görevlilerinin basına konu olmakla birlikte bu şiddet konusunun hassasiyetle işlenmediğini sözlerine ekleyen Evsen, "Din görevlisi üvey evlat muamelesi görmektedir. Herhangi bir iş kolundaki memura yönelik şiddetle ilgili kurumlar ayağa kalkmakta, günlerce en üst seviyede konu canlı tutulmakta, yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Konu din görevlisi olunca herkes kör, sağır ve dilsizi oynamaya başlamakta, kimse olayın vahameti boyutuna dahi yanaşmamaktadır. Bugüne kadar şiddet gören din görevlisine geçmiş olsun diyen bir idareci görülmüş değildir." dedi.
"Din görevlilerine şiddet asla kabul edilmemeli ve bu gidişe dur denilmelidir"
Evsen, "Şiddet kader haline gelmemeli, başka kurumların personeline yönelik şiddet ne kadar sorunlu bir durumsa; devletin en önemli ve kutsal vazifelisi olan din görevlilerine şiddet asla kabul edilmemeli ve bu gidişe dur denilmelidir. Mecliste bekleyen yasal düzenlemenin kapsamı genişletilerek sadece bazı gruplar değil, tüm memurlara yönelik şiddete karşı personel güvenceye alınmalıdır." diye belirtti.
Konuşmasında menfur saldırının detaylarına da yer veren Evsen, "Din Görevlimiz Ramazan Demir, önceki gün sabah namazına giderken cami çevresinde ateş yakmış olan bir grubu uyarmış daha sonrada bu kişi veya kişiler tarafından kesici ve delici aletle ölüm darbeleri atılarak yaralanmıştır. Hocamız çevreden gelenler tarafından hastaneye yetiştirilmesine karşın ciddi manada kan kaybı yaşamıştır. Saldırgan kaçmış, kayıp deniyor." ifadelerini kullandı.
"Ramazan hocamız yalnız ve sahipsiz değildir"
"Öldürmeyen Allah öldürmüyor, Allah Hocamızı ailesine ve camiamıza bağışladı" ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Evsen, şu ifadelere yer verdi:
"Lakin hocamızı korumayan bir yasal zemin var. Kendisini sahiplenmeyen devlet erkânı var. Geçmiş olsun denilmek için başka mesleklerden mi olmak lazım. Bu ikilik neden? Soruyoruz! Din görevlisi yalnız ve sahipsiz değildir. Bugün burada hepimiz Hocamız Ramazan Demir’e yapılan saldırıyı tel’in etmek için toplandık. Saldırgan bir an önce bulunsun, yargı önüne çıkarılsın. Kamu vicdanı rahatlatılsın. Ramazan hocamız yalnız ve sahipsiz değildir. Bu olay aydınlatılıp suçlu yargı önünde en ağır ceza ile cezalandırılmalıdır. Diyanet-Sen olarak hem adli hem idari olarak konunun takipçisi olacaktır."
Evsen, "Artık tüm memurlarla birlikte din görevlisini de koruyan yasalar yapma zamanı değil mi? Daha ne kadar bekleyeceksiniz? Bu menfur eylemi yapan kim olursa olsun, yargı önünde hesap vermesi için en güçlü şekilde tüm din görevlileri olarak Hocamızla dayanışıyor, bu menfur olayı lanetliyoruz. Suçluların bulunmasını bekliyor ve istiyoruz." şeklinde konuştu.