Klinik Psikolog Selin Erekli konu hakkında bilgiler verdi.

Ülkede halk arasında pek de önemsenmeyen ‘genetik geç konuşması annesi de, babası da geç konuşmuştu’ gibi söylemler aslında konuşmanın ve dil becerisinin önemli bir sorun olduğunun farkındalığında olunmadığını göstermektedir. Ayrı bir dal olarak gelişimsel pediatrinin kendini gösteren ana konularından birisini oluşturmaktadır.

Çoğu zaman sağlam çocuk izleniminde fiziksel sorunlar üzerine yoğunlaşıldığından dil ve konuşma bozuklukları aile tarafından bir yakınma olmadıkça atlanabilmektedir.

Örneğin, bazı çocuklar dil gelişiminde gecikme yaşayabilirler ve konuşma becerilerini diğer yaşıtlarına kıyasla daha geç geliştirebilirler. İşitme sorunları, çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkiler. İşitme engeli olan çocuklar, doğal olarak dil seslerini duyamazlar veya yanlış şekilde duyarlar, bu da konuşma becerilerini etkiler.

Bazı çocuklar dil ve konuşma organlarında (dil, dudaklar, damak vb.) fiziksel sorunlar yaşar. Bu tür sorunlar, konuşma bozukluklarına neden olur. Beyin veya sinir sistemi ile ilgili bazı nörolojik sorunlar, çocuğun konuşma becerilerini etkiler. Örneğin, serebral palsi gibi nörolojik bozukluklar konuşma güçlüğüne neden olur. Çocukların konuşma becerilerini olumsuz etkileyen çevresel faktörler de olur. Örneğin, yetersiz konuşma modeli veya az iletişim kurma fırsatı gibi durumlar çocuğun dil ve konuşma gelişimini etkiler.

Bazı durumlarda, çocukların konuşma bozuklukları psikososyal faktörlerden kaynaklanır. Örneğin, anksiyete, stres veya duygusal zorluklar, çocuğun konuşma becerilerini etkiler. Bu nedenlerden dolayı, çocuklarda konuşma bozukluğu olan bir çocuk gözlemlenirse, uzman bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir. Uzmanlar, çocuğun durumunu değerlendirebilir ve uygun tedavi veya terapi planını belirler.