BÜYÜK FELAKET: MANEVİ YOKSUNLUK!

Özün yitirildiği kabuğun çürütüldüğü, toplumun başına kara bulutların çöktüğü bir dönemi yaşıyoruz. Değerlerin ayaklar altına alındığı, geçmişine yabancı, hedefini ve rotasını şaşırmış, maneviyattan uzak, uçurumun eşiğine doğru hızlıca yol alıyoruz. Bu gidişata dur diyecek iradenin ötekileştirildiği, yabancılaştırıldığı, şeytanlaştırıldığı, Avrupai yaşam tarzının dayatıldığı kültür şokunu yaşıyoruz.

Toplumumuzu ayakta tutan manevi ve kültürel unsurlarımızı her geçen gün yitiriyoruz. Hızlıca bir yok oluşa ve bilinmezliklere doğru yol alıyoruz.

Birçok medeniyete beşiklik etmiş kadim şehrimin durumu içler acısı!

Peygamberler şehrinde peygamberlerin öğretilerine zıt bir hayat yaşanıyor. Namus ve gayret timsali insanımız manevi ve kültürel değerlerini yitirmiş durumda maalesef!

Dünyaya medeniyet dağıtan, birçok alim ve bilim insanı yetiştirmiş güzel şehrimin güzel insanları üzerinden büyük oyunlar oynanıyor. Oyuncular, aktörler, figüranlar; komünist, sosyalist, liberal, kapitalist ve feminist ideolojiyi şehrimin güzel insanlarına dayatıyor. Gün geçtikçe öz benliğinden koparılmış, geçmişine yabancılaştırılmış, gayri ahlaki yaşamın ve sapkınlığın erdem olarak dayatıldığı tehlikeyi yaşıyoruz.

Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşmasına vesile olmuş, yiğit, kahraman, büyük komutan Selahaddin-i Eyyubi'nin şehri… Peygamberlerin, sahabelerin, salihlerin, mürşitlerin, komutanların, bilim insanlarının yetiştiği kadim şehrimin durumu içler acısı!

Geçmişten geleceğe büyük bir kültür ve medeniyet mirasını bırakmış şehrim, geçmişin güzel izlerinden koparılmaya çalışılıyor. Geçmişe ait kadim medeniyetimizin, inanç, örf, adet, gelenek, görenek ve değerleri hafızlardan silinmeye onun yerine seküler bir hafıza oluşturulmaya çalışılıyor.

Kemalizm, 100 yıl boyunca Kürtleri değerlerinden koparamadı. Kemalist zihniyete sahip yerli işbirlikçileri bayrağı devralmış, Kürtleri asli kimliğinden koparmaya çalışıyor. Kürtlerin hakkını CHP'nin arka bahçesinde arıyorlar. Türk soluyla flört yapıyorlar.  lgbt'nin sapkınlığını ayyuka çıkarıyorlar. Kürtlerin yüz karası bu hainler ABD'ye ve Avrupa'ya kölelik yapıyorlar. Kürt kimliğini kullanarak, geçmişine yabancı bir toplum modeli oluşturmaya çalışıyorlar. Geçmişe ait değerleri yok edip değerlerine yabancı ve bir o kadarda düşman bir Kürt toplumu inşa etmeye çalışıyorlar.

Diyarbakır'ımın güzel insanları üzerinde şer odaklarının hesapları hiçbir zaman eksik olmadı. Bu şer odakları ahlaksızlığı medeniyet ve ilericilik olarak dayatıyor. Lut kavminin lanete uğramış fiillerini savunan kavmimin cahil insanları efendi oluvermiş, memleketimde! Zilan ve Dersim katliamlarını yapan CHP ile kol kola vererek halkımızı, insanımızı öz değerlerinden koparmaya çalışıyorlar.

Şer cephesi öyle bir çalıştı ki burası Diyarbakır değil, ecnebi yurdu Paris, Londra ve Moskova zannedersiniz! Büyük bir asimilasyon ve kültürel dejenarasyona maruz kalmış halkımız, toplumsal özünün yetirildiği yok oluşuna şahit oluyoruz.  

Buram buram maneviyat kokan bu güzel memleketim, son zamanlarda sahil kentleri dahi geçecek görüntülere tanık oluyoruz. Diyarbakır insanının gelenekten de olsa bağlı olduğu, kendilerini muhafaza ettiği bir giyim ve yaşam şekli vardı. Şimdi ise gelmiş olduğumuz nokta ne aileler çocuklarına yetebiliyor ne de gelenekten gelen bir örtü kaldı. Her taraf çıplak insanlarla dolu.

Bu kadar geleneklerine bağlı muhafazakâr bir şehir nasıl bu hâle geldi. Kimin dahli var bu konuda. Elbette yerel yönetimlerin büyük bir dahli var bunda. Gerek kayyum döneminde olsun gerek şimdiki DEM parti yönetimi döneminde olsun, toplum ifsada sürükleniyor. Toplumun ahlaksızlık girdabında boğulmasına yönelik her türlü çaba gösteriliyor.

Kültür yolu etkinlikleri, festivaller, konserlerle halkımızı değerlerinden uzaklaştırdılar. Ahlaki ne kadar erdem varsa alındı toplumdan. Sonra dizlerimizi dövünüyoruz, gençler niçin uyuşturucuya, fuhuşa ve kötü yollara düşüyor. Bu tür organizasyonların büyük bir payı var bunda.

CHP'nin yüz yıl boyunca yapmış olduğu Kur'an düşmanlığı, Peygamber düşmanlığı ve maneviyat düşmanlığını bugün DEM parti yapıyor. Halkımız tehlikenin farkına varmalı, dinimize, inancımıza ve kültürümüze düşmanlık yapıp, sapkınlığı dayatanlara karşı uyanık olmalı. Fransız'ın İngiliz'in işgalle alamadığını, yerli uşaklarının dayattığı kültür emperyalizmiyle almasına prim verilmemeli.

Bir toplumun geri kalmışlığını sadece maddi unsurlardan aramak, büyük bir yanılgı olacaktır. En büyük felaket maddi unsurlardan daha önemli olan manevi unsurların yitirilmesi tehlikesini yaşıyoruz. Manevi unsurların yitirilmesi toplumun felaketi ve ölüm fermanı anlamına geliyor. Maddi unsurlar bir şekilde telafi edilerek elde edilebilir. Manevi unsurların yitirilmesi bir daha telafisi zor sonuçlar doğuracaktır.

DEM partinin Lgbt sapkınlığını savunmasında kullandığı argümanlara bir bakın şeytan bile yolunu değiştirir. Sapkınlığı ve sapıklığı savunmanın adı oldu Kürt'ün hakkını savunmak. Ahlaksızlığı dayatmanın adı oldu Kürt'ün hakkını savunmak. Ailesiz, annesiz, babasız, nesli kurutulmuş bir hayatın adı oldu Kürt'ün hakkını savunmak. İzzetli ve şerefli Kürt halkına bu sapkınlığın elde edilmesi gereken bir hak olarak dayatmak, Kürt'ün varlık sebebine en büyük ihanet ve hakarettir. Kürtler dünyanın en namuslu ve gayretli milletlerinden bir millettir. Milletin namus ve gayret duygularını ellerinden alan bu sapkınlığa karşı milletimiz elbette bir gün dur diyecek. İnşallah o günler yakın olacak.