BOYKOT

Soykırım, talan, işkence insanlığa karşı işlenen suçların faili ve mağduru belli.

Siyonistlerin maddi gücü olmasaydı, soykırım suçlarını işleyemezdi. Soykırım suçlarını işleyen siyonistlerin ürünlerini almak, en az onlar kadar soykırıma ortak olmak anlamına geliyor.

Gazze’de talan, katliam ve insanlığa karşı suçlar işleniyor. Bu zulmü durdurmanın etkili yollarından biri boykot olduğunun ne kadar farkındayız.

Boykot hassasiyetine dikkat etseydik, bugün siyonist işgal rejimi denilen bu soykırımcı çeteler de olmayacaktı.

Bir içecekten ne çıkar, diyen bazı zavallılara şunu hatırlatmak lazım. Milyonlarca insan bir içecekten ne olur mantığıyla hareket ettiği için bu soykırım yaşanıyor. Milyonlarca insan o içecekleri içmezse içecek fabrikaları kapanacak. Fabrika kapandığı zaman sermaye ve para akışı duracak. Para akışı durunca siyonistler silah alamayacak. Silah alamadıklarında mazlumları katledemeyecekler. Bir içecekten çok şey oluyor. İçmezsen ölmezsin, içersen öldürürsün. Vicdanını bu konuda sorgulamalısın.

İçilen her bir içecekte çocukların kanının akıtıldığını veyahut kan içtiğinizi düşünün, bir içecekte bir şey olur mu olmaz mı düşünün ona göre kararınızı veriniz.

Boykot Siyonistlerin Gazze’deki soykırım suçuna ortak olmamak anlamını bize kavratıyor.

Dünyanın farklı dönemlerinde boykot, bazen devletleri bazen şirketleri bazen de kamu kurumlarını dize getirmiş etkili bir silahtır.

Bu silahın gücünü bir bilseydik, gecemizi gündüzümüzü bu işe harcayacaktık.

Bir ahtapot gibi sermayeyi elinde bulunduran Siyonistlere karşı etkili bir boykot yapamamanın vicdani rahatsızlığını yaşıyoruz. Zamanında etkili bir boykot yapılsaydı, bugün Gazze bu halde mi olacaktı? Kudüs, Mescidi Aksa ve birçok İslam beldesi Siyonist zulme maruz kalmayacaktı.

Siyonist ürünler, boykot edilseydi, gücü kırılacaktı, gücü kırılan bir yapı zulüm yapmaya fırsat bulamayacaktı.

Siyonistlere yönelik siyasi, ekonomik, ticari, askeri ve diplomatik boykot ne kadar hayatımızda var.

Filistin’de 70 yıldır zulüm, talan, işkence, katliam, soykırım ve işgale dur demenin en etkili silahı olan boykotu hayatımızda hakkıyla uygulamadık.

Gaflete geldik, işin ciddiyetinin farkında değildik. Bazen bir sakızdan, bir deterjandan, bir şampuandan bir şey olmaz deyip kullandık.

Kardeşlerimize zulüm edenlerin mallarını kullanmanın haram, zehir zıkkım olduğunun bilincinde değildik.

Boykotu, imani ve insani bir sorumluluk olarak görüp, sorumluluklarımızı zamanında yerine getirmedik. Bundan olsa gerek, 7 Ekim 2023’ten bu yana büyük zulümler yaşandı ve halen yaşanıyor.

Dünya ticaretini elinde bulunduran Siyonist sermaye, elde etmiş olduğu ticari gelirle silah elde ediyor. Siyonist ürünler boykot edilirse Siyonist sermaye çökecek. Çöken Siyonist sermaye silah elde edemeyecek. Silah elde edemeyince bu kadar barbarlık da yapamayacaktı.

Boykot, 7 Ekim 2023’te hayatımıza girmiş bir kavram…Bu kavram köken olarak 19. yüzyıla dayandırılsa da tarihi süreç içerisinde geçmişi çok eskilere dayanıyor.

Boykot devrilemez sandığımız nice zalimleri devirmiş. Mazlumların gücüne güç katmış etkili bir yaptırım gücü. Bu kavramın ilginç bir hikayesi var.

19. yüzyılda İrlanda’da bir kontluğun arazilerinden sorumlu olan İngiliz Yüzbaşı Charles Cunningham Boycott (1832-97) kiraları halkın istediği şekilde düşürmeyi kabul etmez. Bunun üzerine yaşadığı bölgedeki herkes onun üzerinde toplumsal bir baskı kurar, onunla konuşmayı ve her türlü alışverişi keser. Kendisine hiçbir şey satılmaz, postaları iletilmez ve hatta onu gören yolunu değiştirir. Kiracıların sonunda istediğini elde ettiği bu harekete daha sonraları boykot edilen kişinin soyadı olan ‘Boycott’ adı verilir.

Bu tarihi olaydan esinlenerek baskı ve zulümleri sona erdirmek, anlamında “Boykot” kavramı kullanılmış oldu.

Boykot, zalimin zulmüne dur demek. Zalime hak ettiği cezayı vermektir. Boykot Gazze’nin imdadına yetişmektir. Boykot çocuk, kadın, sivil ve mazlumların katledilmesine engel olmaktır.

Boykot, zulüm sistemlerinin geri adım atmasını sağlamak, zulümlere son vermek için etkili bir güç, olduğunun farkında olmaktır.

Siyonist zulmü durdurmanın en etkili yolu olan boykotu ne kadar uyguladık. Bireyler, toplumlar ve devletler, boykot konusunda ne kadar duyarlı davrandı, doğrusu bunu kestirmek çok zor.

Birey, toplum ve devletler tarafından etkili bir boykot olsaydı, bugün Gazze’de bunlar yaşanmayacaktı.

Dünya ticaretini ve kapital sermayeyi elinden bulunduran Siyonistlere karşı yapılacak boykotla çok şey değişecek.

Boykotun ne kadar etkili bir silah olduğunun farkında mıyız?  Bir sakızdan bir şekerden bir kahveden ne olacak demeyiniz. Çok şey olur. Zamanında Siyonist ürünleri boykot etmiş olsaydık. Bugün işgalci Siyonistler çoktan denize dökülüp haritadan silinmişti.

Zamanında süresiz boykot yapmış olsaydık; Mescidi Aksa, Kudüs, Gazze ve Filistin’in her bir karış toprağında talan, mallara zorla el koyma, işkence, evlerin yıkılması, cinayet, suikast, katliam ve soykırım yaşanmayacaktı.

Siyonistlerin korkulu rüyası boykot….

Birey, toplum ve devlet olarak boykot etmekle mükellefiz.

Mazlumların safında yer alanların boykot çağrılarına Diyarbakır’dan da icabet edildi.

Siyonist zulmün sona ermesi için boykot marketlerin açılması önemsenmeli. Temel ihtiyaçlar boykot marketlerde karşılanmalı. Siyonist ürünleri kullanma alışkanlıklarından vaz geçerek, insani ve imani sorumluluklarımızı yerine getirelim.