Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde Narin Güran'ın mezarını ziyaret etti.
Bakanlar, kabir ziyaretinin ardından Diyarbakır Valiliği'ni ziyaret etti. Bakan Tunç, basın mensuplarına Narin Güran cinayetine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tunç, Narin'in canice öldürülmesi ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın büyük bir titizlik ve hassasiyetle sürdürüldüğünü belirterek, "Bugün burada bulunmamızın en önemli sebebi Narin'imize bu caniliği yapanların, katil ya da katillerin en ağır ceza ile cezalandırılmasının takipçisi olmak, olayı en ince ayrıntısına, tüm detaylarına kadar açıklığa kavuşturmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve saygıdeğer hanımefendi konuyu ilk andan itibaren yakından takip etti ve etmeye de devam ediyor. Yaşadığı üzüntüyü milletimizle paylaştı, bizlerle sürekli iletişim halinde oldu ve olmaya da devam ediyor. Ayrıca ilgili bütün kuruluşlarımız, devletimizin tüm yetkili birimleri süreci yakından takip ediyor. Bu olay en ince ayrıntısına kadar ortaya çıkmadan, caniler hesap verinceye kadar; elimiz, gözümüz yüreğimiz burada olacak. Şimdi milletimiz, Narin'imize kıyanların bir an önce bulunmasını ve adaletin tecelli etmesini beklemektedir." şeklinde konuştu.
"Fail veya faillerin en hızlı biçimde ortaya çıkarılması için ne gerekiyorsa yapılmaktadır"
Bakan Tunç "Şu anda Narin kızımızın canice öldürülmesi ile ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma büyük bir titizlik ve hassasiyetle sürdürülmektedir. Bu elim olayın aydınlatılması, adaletin tam ve eksiksiz şekilde yerini bulması için tüm deliller, bulgular ve tanık ifadeleri son derece dikkatli bir şekilde toplanmakta, incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Her bir ayrıntının üzerine titrenmektedir. Fail veya faillerin en hızlı biçimde ortaya çıkarılması için ne gerekiyorsa yapılmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Bir çocuğa zarar vermek tüm insanlığa zarar vermekle eşdeğerdir"
Çocukların her türlü şiddet, istismar ve kötülükten korumasının en büyük sorumluluk ve öncelikleri olduğunun altını çizen Tunç, "Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın güvenli bir ortamda büyümesi önceliğimizdir. Onların korunması noktasındaki kararlılığımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Çünkü bir çocuğa zarar vermek tüm insanlığa zarar vermekle eşdeğerdir. Bu bilinçte çocuklarımızın güvenliği konusunda en ufak bir zaaf göstermeyeceğiz. Çocuğa karşı her türlü şiddet eyleminin önlenmesi, çocuk istismarının önüne geçilmesi, bu eylemler karşısında durulması her zaman hükümetimizin en temel önceliklerinden olmuştur. Bu kapsamda çocuğun üstün yararını gözetmek hepimiz için hayati ve önemlidir." diye belirtti.
"Karadan ve havadan toplam 75 kilometrekarelik alan arandı"
"Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Ağustos gününden bu yana hem soruşturma hem de arama faaliyetleri kapsamında yapılanlarla ilgili bilgilendirmelerde bulunan Tunç, şunları söyledi:
"21 Ağustos 2024 tarihinde Diyarbakır ili Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde ikamet eden Narin kızımız eve dönüş yolunda saat 15.15 sıralarında 4 arkadaşını takip ederek eve doğru yola çıktı. Son görüntüsü sonrasında kendisinden bir daha haber alınamamıştır. 21 Ağustos 2024 tarihinde saat 20.15'te Jandarma Komutanlığında, saat 20.50'de de 112 Acil Çağrı Merkezi aranarak kayıp ihbarı üzerine soruşturma işlemlerine ve arama işlemlerine hızlı bir şekilde başlanmıştır. 4 bin 656 personel, 23 dedektör köpek, 172 araç, 2 helikopter, 64 drone, 1 İHA, 5 yeraltı görüntüleme cihazıyla karadan ve havadan toplam 75 kilometrekare alan ile Jandarma Sualtı Arama Kurtarma Timi, Dicle Üniversitesi ve AFAD dalgıçlarından toplam 65 personel ile 8 dere, 5 gölet, 21 su kuyusu ve kanal aranmıştır. 51'i Jandarma, 11'i polis bölgesi olmak üzere 62 ev ve 24 metruk binada adli arama yapılmıştır. 20 PTS noktası ile 137 kamera incelenmiştir."
"Adli Tıp Kurumu'ndan ölüm sebebine ilişkin nihai rapor beklemektedir"
26 kişinin şüpheli, 241 kişinin tanık olmak üzere toplam 267 kişinin ifadesi bugüne kadar alındığını söyleyen Tunç, "Narin kızımızın amcası Salim Güran 2 Eylül tarihinde, komşusu Nevzat Bahtiyar ise 10 Eylül 2024 günü çıkarıldıkları mahkemece 'Beden ve Ruh Bakımından Kendisini Koruyamayacak Durumda Olan Çocuğa Karşı Kasten Öldürme ve Hürriyeti Tahdit' suçlarından tutuklanmışlardır. 22 şüpheli halen gözaltında olup 12 Eylül yani yarın Cumhuriyet Başsavcılığında hazır edileceklerdir. Van Kriminal Daire Başkanlığı'nca olayda kullanıldığı değerlendirilen araçlar üzerinde olay yerinden alınan örneklerle birlikte kimyasal inceleme raporu beklenmektedir. Olay yerinden elde edilen swap, pet şişe, toprak, balçık, taş parçaları üzerinde Van Jandarma Kriminal Laboratuvarlarının inceleme sonuçları da beklenmektedir. HTS kayıtları ve baz istasyon bilgileri ile alınan beyanlar üzerinde karşılaştırmalı delil toplama işlemlerine titizlikle devam edilmektedir. HTS, mobese kayıtları ve diğer kamera görüntüleri üzerinde Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'nce kapsamlı bir inceleme ve görüntü raporlama işlemleri de devam etmektedir. Narin kızımızdan alınan doku örnekleri üzerinde kimyasal biyolojik ve patolojik incelemeler yapılmak üzere bir kısmı Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığı, diğer kısımları da daha ileri tetkik gerektiğinden İstanbul Adli Tıp Kurumu'muza gönderilmiş ve bu doku örneklerindeki incelemeler de adli tıp kurumlarımızda devam etmektedir. Adli Tıp Kurumu'ndan ölüm sebebine ilişkin nihai rapor beklemektedir. Dosya hakkında gizlilik kararı bulunmakta olup Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma tüm yönleriyle ve titizlikle yürütülmektedir." dedi.
"Bu süreçte soruşturmanın gizliliği ve hukuki hassasiyetler mutlaka gözetilmelidir"
Tunç, "Bu hassas süreçte soruşturmanın selameti ve adaletin gecikmeksizin tecelli edebilmesi için bazı temel hususlara da dikkat çekmek istiyorum. Ceza Mahkemesi Kanunu'nun 157'nci Maddesi gereği soruşturma evresindeki işlemlerin gizli tutulması, yargı sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için vazgeçilmezdir. Bu gizlilik; delilerin karartılmaması ve yok edilmemesi için çok önemlidir. Şüphelilerin delillere ulaşarak ifade taktikleri geliştirmesinin önüne geçilmesi için çok kritiktir. Tanıkların herhangi bir baskı altında kalmamasını ve soruşturmanın adil şekilde ilerlemesini sağlamak adına hayatidir. Elbette kamuoyunun haber alma hakkı son derece önemlidir. Ancak bu süreçte soruşturmanın gizliliği ve hukuki hassasiyetler mutlaka gözetilmelidir." ifadelerini kullandı.
"Narin kızımızın acısı üzerinden farklı niyet ve hesaplara girmek doğru bir tavır olamaz"
Her aşamanın titizlikle yürütüldüğü bu süreçte kamuoyunun doğru şekilde bilgilendirilmesi sadece yetkili merciler tarafından sağlandığını dile getiren Tunç, "Dolayısıyla resmi makamlarımızın açıklamaları dışında yayılan spekülatif bilgilere itibar edilmemesi, adaletin tecellisi açısından büyük önem arz etmektedir. Ne yazık ki bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında soruşturmanın gizliliğine zarar verecek nitelikte yanıltıcı ve asılsız bilgilere dayanan paylaşımlar yapıldığını da görüyoruz. Narin'in soruşturmasının etkin ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için bilgi kirliliğine neden olacak, adaletin gecikmesine, hatta tecelli etmesine engel olabilecek söylemlerden uzak durulmasını hassaten kamuoyundan istirham ediyoruz. Bu tür açıklamalar ne acımızı hafifletir ne de topluma bir fayda sağlar. Bu tür tutum ve davranışlardan sorumluluk makamında olan kişilerin kaçınması gerekir. Böylesine hassas süreçlerde daha sağduyulu olmak ve birlik ve beraberliğimizi koruyarak kenetlenmeliyiz. Narin kızımızın acısı üzerinden farklı niyet ve hesaplarla birtakım beyan ve tutumlarda bulunmak asla doğru bir tavır olamaz. Toplum vicdanını yaralayan bu tür davranışlardan da kaçınmak gerekir." şeklinde konuştu.
"Narin kızımızın canına kast edenler ve geleceğimizi karartanlar bu topraklarda barınamayacaktır"
Yetkili makamların soruşturma ile ilgili yaptığı açıklamaların dışında diğer açıklamalara kamuoyunun itibar etmemesi gerektiğini söyleyen Tunç, son olarak şu şekilde konuştu: "Narin yavrumuzun vahşice öldürülmesi milletimizin her bir ferdinin yüreğinde derin bir acı ve tarifsiz bir kedere neden olmuştur. Ancak bu masum cana kıyanlardan mutlaka hesap sorulacak, yaptıkları caniliklerin bedelini en ağır şekilde ödeyeceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ne Narin kızımızın canına kast edenler ne de geleceğimizi karartan başka kötülük odakları bu topraklarda barınamayacaktır. Her bir çocuğumuzun güvende ve huzur içinde büyümesi, umut dolu yarınlara ulaşabilmesi için gereken tüm adımları kararlılıkla atmaya devam edeceğiz. Soruşturma devam etmektedir, soruşturma devam ederken sağlıklı bir iletişim önemlidir. Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülebilmesi açısından ve bu anlamda da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığımız kamuoyunu gerektiğinde bilgilendirecektir. Tabii yetkili makamların soruşturma ile ilgili yaptığı açıklamaların dışında diğer açıklamalara kamuoyunun itibar etmemesi gerekir. Bu düşüncelerle Narin kızımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ olsun."