Bu hak, Anayasa’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından yürütülen adil bir yargılama sürecini ifade eder. Hukukçulara göre, adil yargılama hakkının ihlali, bireylerin temel hak ve özgürlüklerine ciddi zararlar verebilir.

Uzmanlar, adil yargılamanın temel unsurları arasında bağımsız mahkemeler, savunma hakkı, silahların eşitliği ilkesi ve makul sürede yargılanma hakkı gibi kriterlerin yer aldığını belirtiyor. Özellikle, mahkemelerin siyasi veya ekonomik baskılardan uzak olması gerektiği vurgulanırken, karar süreçlerinde şeffaflık sağlanmasının kamuoyunun yargıya duyduğu güveni artıracağı ifade ediliyor.

Son dönemde bazı davalarda adil yargılama hakkının ihlal edildiğine dair iddialar gündeme gelirken, insan hakları örgütleri bu konuda daha sıkı denetim mekanizmalarının işletilmesi gerektiğini savunuyor. Hukukçular, herkesin adil bir şekilde yargılanmasının, toplumsal barışın korunması açısından kritik öneme sahip olduğunu belirterek, bu hakkın ihlal edilmemesi için gerekli reformların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Yetkililer ise adil yargılama ilkesinin güçlendirilmesi adına atılacak her adımın, bireylerin hukuka ve adalet sistemine olan güvenini artıracağını vurguluyor. Hukuk çevreleri, adil bir yargı sisteminin ancak bağımsız, tarafsız ve şeffaf bir hukuk düzeniyle mümkün olacağını belirterek, bu konuda gerekli düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Muhabir: Cihan Ökmen